16. yüzyılda resmi olarak başlayan Türk-İngiliz diplomatik ilişkileri günümüze kadar devam etmektedir. Bu uzun süreç üç ana dönemde değerlendirilebilir. Birinci dönemde iki ülke arasında dostluk ilişkileri gelişti ve İngiltere ticari imtiyazlar elde etti. İki ülkenin yakınlaşmasında tehdit olarak algılanan İspanya’nın rol oynadığı görülmektedir. İkinci dönemde İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu’nu Rusya tehdidine karşı korumaya çalıştı. İki ülkeyi birbirine yaklaştıran Rus Çarlığı oldu. 18. Yüzyılda Rusya, ABD’nin bağımsızlık savaşına destek vererek ve Fransa ile de 1787 yılında ticaret anlaşması imzalayarak İngiltere karşıtlığını açıkça ortaya koydu. Rusya’nın Akdeniz’e inme çabalarını ve Balkanlar üzerindeki nüfuzunu da gören İngiltere, Rusya’yı kendi ekonomik ve siyasi gücüne karşı tehdit olarak algıladı. İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu’nu Rusya'ya karşı destekleyerek Rusya’nın Karadeniz’in kuzeyinde kalmasına çalıştı. Koruma politikası 19. Yüzyılın ortalarına kadar Muhafazakâr Parti mensupları tarafından devam ettirildi. Üçüncü dönemde ise değişen politik görüşler nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu düşman ülke ilan edildi. Bu süreç 1875 yılında Liberal Parti’nin yaptığı kara propagandanın bir sonucu olarak başladı. Artık iki ülke ortak çıkar merkezli dış politikadan uzaklaşarak çatışma merkezli bir diplomatik ilişki dönemine girdi. Balkan, Ermeni, Mısır, Yahudi yerleşim sorunları, Türkiye'nin Ortadoğu topraklarının elde edilme çabası ve nihai olarak Birinci Dünya Savaşı iki ülkenin çatışma alanları olarak belirdiler. Makalede Osmanlı dönemi Türk-İngiliz ilişkileri tahlil edilerek iki ülkenin diplomatik ilişkileri panoramik bir bakış açısıyla değerlendirilecektir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|