Toplumların birbirlerine karşı kuvvet kullanma eğilimi ve uygulanacak kuvvetin haklı nedenlerini bulma arayışı tarih boyunca var olmuştur. Hangi hallerde savaşa gidileceğinin belirli olmadığı dönemlerde savaşın meşruiyeti genelde dinî inanca ve toplumsal değerlere dayandırılmıştır. Antik Yunan ve Roma İmparatorluğu’nda şekillenen Haklı Savaş düşüncesi Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte tamamıyla teolojik açıdan ele alınmıştır. İlk dönemlerde pasifist düşünce tarzını benimseyen Hıristiyanlık, daha sonra Tanrı’nın buyruklarını yeryüzünde yaymak için Haklı Savaşı baştan sona dinî motiflerle süslemiştir. Reform ve Aydınlanma Çağıyla birlikte dinî etkinin sınırlandığı Batı medeniyeti Haklı Savaşı Hıristiyanlık öğretisinden uzaklaştırarak sekülerleştirmiştir. İlk bölümde Batı medeniyetinde Haklı Savaş geleneğinin ortaya çıkış sürecinin ele alınacağı makalenin ikinci bölümünde erken dönem Hıristiyanlığında pasifist düşünceye, üçüncü bölümde Kilise hukuku perspektifinden Haklı savaş geleneğine yer verilirken dördüncü bölümde ise Haklı Savaşın sekülerleşme süreci işlenecektir. Son bölümde Haklı Savaşın 20. Yüzyıldaki gelişimi anlatılacaktır
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|