Makale Cumhuriyet’in ikinci kuşak bestecilerinden Bülent Arel’in 1940-1965 yılları arasında Ankara’da geçirdiği eğitim ve çalışma yaşamı ile Türkiye’de İkinci Dünya Savaşı sonrasında görülen siyasi ve kültürel değişimler arasındaki koşutlukları incelemektedir. Klasik Batı müziğinin 19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’na gelişi ve ardından Cumhuriyet’in kültür politikasının temel taşlarından biri olması, bu alanın sürekli devlet kontrolünde bulunmasını da beraberinde getirmiştir. Cumhuriyet’in tek parti döneminde benimsenen politikalar bir ulus kimliği oluşturmaya öncelik vermiş ve yeni kurulan Devlet Konservatuvarı’nı bu esas doğrultusunda biçimlendirmiştir. Bu kurumun ilk mezunlarından olan Arel, arkadaşlarıyla beraber konservatuvardaki hocalarından farklı olarak Cumhuriyet’in kendi yarattığı kurumlardan yetişmiş ilk kuşaktandır. Söz konusu kuşak, bu yönüyle aslında Cumhuriyet ideallerinin ilk ürünüdür ve çok partili sisteme geçilmesiyle beraber 1950’lerin değişen iktidar dengelerine ve kültürel yaklaşımlarına rağmen yeniliklere açıklıkları ve evrenselcilik anlayışları ile Ankara ve Türkiye kültür yaşamında iz bırakmışlardır. Arel’in görev yaptığı radyo ve üniversite gibi kamu kurumlarının dönüşümleri ve sivil sanat girişimlerinin gelişimi çalışmanın odak noktalarını oluşturmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|