Batı düşüncesinin Türk İslam dünyasına resmi bir düzenlemeyle girdiği 1839 yılı Tanzimat ilanından 30 yıl sonra dünyaya gelen Süleyman Nazif, Tanzimat edebi anlayışının birinci kuşağını temsil eden Namık Kemal gibi batıya karşı mesafeli, sağlam ve dik durmuştur. Onun duruşu milletin öz değerlerinden asla taviz vermeden, batının yıkıcı değerlerinin farkında olmak ve onları elemek şartıyla, batının bilim ve sanatını almaktır. Şiirlerinin genelinde milli duygu ve düşünceleri, vatan sevgisini ele alan Nazif, Hıristiyan dünyasının emperyalist düşüncesine karşı her zaman karşı bir tavır almıştır. Bu tavrını İngilizlerin İstanbul’u işgal ettikleri o bahtsız günde yazdığı ‘Kara Bir Gün’ yazısıyla açıkça ve çok sert bir üslupla ortaya koyar. Bunun yanı sıra Hıristiyan dünyasının o yıllarda çeşitli coğrafyalarda yaptığı haksızlık ve zulümleri birçok yazısında dile getirir. 1912 yılında Hak Gazetesinde yayınladığı yazılarında Trablusgarp ve Bingazi’nin işgali nedeniyle Avrupa’nın vicdanına seslenir. Fakat Avrupa bu seslenişe alayla karşılık verir. Süleyman Nazif, Avrupa’nın o yıllarda ortaya koyduğu bütün siyasi icraatlara karşı teyakkuzdadır. Türkiye’nin aleyhine olan bu yıkıcı icraatlardan birisi de; Birleşmiş Milletlerdeki İngiliz temsilcisinin Türkiye’ye karşı bir heyetin teşkil edilmesini söylemesi ve bir Fransız gazetesinin Kuzey Afrika’da işgalini sürdüren İspanya’nın yardımına diğer Avrupa ülkelerini çağırması olmuştur. Süleyman Nazif Birleşmiş Milletlerin bu çağrısı üzerine “Hz. Îsâ’ya Açık Mektup” adlı mektupları kaleme alır. Bu mektuplarında Batı dünyasının bu yaptıklarını ağır bir dille eleştirir. Bu çalışmada Süleyman Nazif’in batı dünyasına bakışı ve bu bakışını ortaya koyan “Hz. Îsâ’ya Açık Mektup” adlı eseri incelenecektir.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|