İnsanlık, bireylerden, aileye; aileden kabile ve aşirete; kabileden de devlete evrilmiştir. Hukuk bunun her aşamasında var olmuş ve fonksiyonlarını icra etmiştir. Ancak, devlete geçme aşamasında, kabilelerin kendi hukuk anlayışlarını terk etmek istememesi ciddi sıkıntıları beraberinde getirmiştir. Özellikle ceza hukuku alanında zaman zaman sıkıntılar yaşanmıştır. Ülkemizde, özellikle töre/namus cinayetlerinde, aşiretin verdiği kararlar sonucu kadınların öldürüldüğüne şahitlik edilmektedir. Kan davaları kabile ve aşiret anlayışının diğer bir tezahürüdür. Biz bu çalışmamızda, yargı ve medyaya yansıyan aşiret kararları sonucu namus cinayetlerini Türk ve İslam ceza hukuku perspektifinden ele alacağız. Özel hukuk alanında aşiret ve cemaat hukuk anlayışının olumlu katkıları ise konumuz sınırlarını aştığından inceleme dışı bırakılacaktır. Umarız bu çalışma aşiretlerin anlaşılmasına katkı sağlar.
Humanity has evolved from individuals, to families, from family to tribe, and from tribe to state. The law existed at every stage of this and fulfilled its functions. However, at the stage of the transition to the state, it has brought serious trouble that the tribes do not want to leave their own legal concepts. There have been trouble, especially in the criminal law. In our country, in particular in the murders of töre/namus, it is witnessed that women were killed as a result of the decisions made by the parish. Blood cases are another manifestation of the captivity and affinity. In this work, we will discuss namus murders as a result of the judgment and the media’s reflection in the perspective of Turkish and Islamic Criminal Law. The positive contribution of the legal and community understanding in the private law field will be dismissed because our subject exceeds its limits. We hope that this work will contribute to the understanding of the subjects.
Alan : Hukuk
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|