Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesi (2022) Avrupa Birliği (AB) açısından sınırlarında bir tehdit ve dolaysıyla kararlı bir tepkiyi gündeminin odağına taşımıştır. Birliğin harekete geçme hızı, ortak hareket etme kararlığı ve söylemleri eyleme dökme kapasitesi alışılagelmişin dışında seyretmiştir. Bu durum, bir taraftan, AB dış politikasındaki çok sesli ve dağınık görünüme vurgu yapanlar açısından beklenmedik bir gelişme olarak görülmekle birlikte, diğer taraftan, AB’nin 2014’ten beri Rusya’ya uyguladığı yaptırımları ve genel yaklaşımını yakından takip edenler için çok şaşırtıcı bulunmamıştır. Ukrayna’ya askeri müdahalesi sonrası Rusya dünyada en çok yaptırım uygulanan devlet konumuna gelmiş, bu süreçte AB Rusya’ya karşı en hızlı, en kapsamlı ve sayıca en fazla yaptırım kararı alan aktörlerden biri olmuştur. 2014 Kırım’ın ilhakı sonrası olumsuz seyreden AB-Rusya ilişkileri ve halihazırda uygulanan kısıtlayıcı önlemler yerini eşi benzeri görülmemiş yaptırımlara bırakmıştır. AB Şubat 2022’den itibaren bir yıl içinde Rusya’ya yönelik on farklı yaptırım paketi açıklamış, bu yaptırımlara Rusya’nın dezenformasyon aktörlerini de eklemiştir. Bu çalışmanın amacı AB’nin yaptırım rejimini incelemek, yaptırımların hukuki ve kurumsal yapısını ortaya koymak ve motivasyonlarını değerlendirmektir. Çalışmada yaptırımlar Avrupa Birliği’nin dış politika aracı olarak ele alınmaktadır. Çalışmanın odağında dezenformasyon enstrümanları olarak tanımlanan Rusya medya kuruluşlarına yönelik yaptırımlar bulunmakta ve AB’nin bu aktörleri güvenliğine, demokrasiye ve düzenine tehdit olarak algıladığı ve Birlik içinde ve yakın çevresinde istikrarı sağlamanın yöntemlerinden birini Rusya kaynaklı bilgi akışını kısıtlamakta gördüğü iddia edilmektedir.
Russia's military intervention in Ukraine (2022) has brought a threat on its borders in terms of the European Union (EU) and therefore a firm response to the agenda. The speed of movement of the union, the determination to move together and the ability to throw the words into action have seen beyond the usual. While this situation, on the one hand, is seen as an unexpected development for those who emphasize the multi-sensitive and distorted appearance in EU’s foreign policy, on the other hand, it has not been very surprising for those who closely follow the EU’s sanctions and its general approach to Russia since 2014. After military intervention in Ukraine, Russia has become the world’s most sanctioned state, and in this process the EU has become one of the fastest, most comprehensive and numerous actors that have taken sanctions against Russia. The EU-Russia relations, which have been negative after the 2014 Crimea annexation, and the already imposed restrictive measures have replaced unprecedented sanctions. The EU has announced ten different sanctions against Russia within a year from February 2022, adding Russia’s dezinforming actors to these sanctions. The aim of this study is to examine the EU’s sanctions regime, to reveal the legal and institutional structure of sanctions and to evaluate their motivations. In the study, sanctions are treated as an instrument of European Union’s foreign policy. The study focuses on sanctions against Russian media organizations, which are defined as disinformation instruments, and it is claimed that the EU has seen these actors as a threat to security, democracy and order, and that one of the methods of ensuring stability within and around the Union is to restrict the flow of information from Russia.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|