ABD, Almanya, Japonya gibi sermaye ihraç eden ülkelerde uygulanan “kontrol edilen yabancı kurum kazancı” (KEYKK) uygulaması 01.01.2006 tarihinden itibaren Türk vergi mevzuatında da yer bulmuştur. 1960 yıllardan itibaren büyüyen sermaye gelirlerinin vergi avantajı sağlama amacı, sermaye şirketlerini vergi cennetlerine yönlendirmiştir. Lüksemburg, Hollanda, Lihtenstein gibi ülkelerde kurulan şirketlere esas şirketlerin kazançları pasif gelirler ile aktarılarak belli bir vergi avantajı sağlanmaya çalışılmış, bu durum ise KEYK düzenlemeleri ile önlenmek istenmiştir. KEYK alanında ilk tedbirlerin 1962 yılında ABD tarafından sonrasında ise Almanya ve Japonya gibi sermaye ihraç eden ülkeler tarafından alındığı görülmektedir. 1980 sonrasında açık ekonominin benimsenmesi ile 2000’li yıllarda sermaye birikimini önemli ölçüde artıran Türkiye ise KEYK tedbirlerini 01.01.2006 yılında 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile almış bulunmaktadır. KEYK tedbirlerinin esas amacı vergi cennetlerinde biriken kârların dağıtılmayarak verginin ötelenmesinin önüne geçmektir. Bu kapsamda 5520 sayılı Kanun’un yedinci maddesi ile büyük çoğunlukla yurtdışında uygulanan mevzuatlar örnek alınarak Kanun maddesinde belirtilen şartların oluşması durumunda KEYK’lerin vergilendirileceği belirtilmektedir. Kanun maddesi kısa olmakla beraber ilgili düzenlemeler 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde yapılmıştır. Ancak KEYK vergilendirmesinde vergi iade süreçleri ile ilgili bazı açıklamalara ihtiyacı bulunmaktadır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|