Özet:

Grafiti tanınır hale gelmek amacıyla duvarları etiketleyen yazarlar vasıtasıyla yayılarak zamanla sokağın görünümünü sanatsal yönden etkileyecek düzeye gelmiştir. Başkenti New York olarak bilinen grafiti break dans ve rap müzikle özdeşleşerek 90’lı yıllarda tüm dünyaya hızla yayılmıştır. Söz konusu yıllarda sanat ve tasarım okullarında eğitim görmüş sanatçıların da sokağa yönelmesi, duvar sanatının sokak sanatına dönüşümünü sağlamıştır. Özellikle imzalarda kullanılan sanatçıların her birinin kendine özgü tipografileri, illüstrasyonları, renkleri, geometrik biçimleri ve güçlü mesajlar içeren fikirleriyle sokak sanatı artık grafik tasarımla bağdaştırılabilir hale gelmiştir. Afiş, bilboard, ambalaj gibi tasarımlar yapan sanatçılardan da duvar sanatına yönelenlerin olmasıyla sokak sanatının tasarımı ve estetik yapısı güçlenmiştir. Tarihi açıdan, ilk iletişim aracı olan mağara resimleriyle birlikte kilise duvar ve tavan freskleri göz önünde bulundurulmadığında çok eski bir tarihi olmayan sokak sanatı dünyaya yayılma hızı ve görsel gelişimi açısından kısa sürede çok uzun yol kat etmiştir. Özellikle politik mesajlarla vandal olarak nitelendirilen grafiticilerden, büyük markalarla yüksek fiyatlara anlaşarak devasa binaları reklamlarla boyayan sokak sanatına dönüşüm oldukça etkili ve hızlıdır. Giydirme yapılabilecek bir binanın, sanatçısın kendisi veya ekibiyle birlikte özel boyalarla reklama dönüştürülmesi reklamın ve binanın özgün niteliğini arttırmakla birlikte reklamın etkisini de kuvvetlendirmiştir. Bu sebeple, bir reklamcı veya tasarımcı için biricik devasa kampanyaya dönüşebilecek bir duvar oldukça önemlidir.

Anahtar Kelimeler: