Bu çalışma, 20. yüzyıl müziğiyle birlikte yeni çıkan akımlar ve türlerin özelliklerini yansıtabilmek için uygulanmış yeni notasyon biçimlerini incelemek için araştırılmıştır. Orta çağın başlarından itibaren gelişimini sürdüren geleneksel notasyon, her dönemdeki müzikal üslubun değişmesine rağmen genel yapısını 20. yüzyıla kadar korumuştur. Ancak modern dönemin müzikal anlatımını ifade etmek için farklı yöntemler denenmiş ve bu arayışların ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı bir soru işareti oluşturmuştur. 20. yüzyılda önerilen pek çok notasyon yaklaşımı olmasına rağmen, günümüzde hâla geleneksel notasyon tercih edilmektedir. Bunun nedenlerini anlayabilmek için öncelikle 20. yüzyılda ortaya çıkmış yeni müzik akımlarını incelemek ve bu akım bestecilerinin besteleme anlayışlarında neden geleneğe karşı çıktıklarını anlamak gerekmektedir. 1800’lü yılların sonlarına doğru romantizm, klasik üsluptan almış olduğu tüm müzikal birikimi en zirve noktasına taşımış ve müziğin tüm öğeleri (armoni, ritim, melodi, form, orkestrasyon, vb.) sınırların zorlandığı bir seviyeye getirilmiştir. Romantik dönemin kromatizmi yavaş yavaş sona ererken, 20. Yüzyılın atonalitesi, yerini almaya başlamıştır. Özellikle serialist yaklaşımlar, bu akımın öncüsü olmuştur. Bu çalışmanın amacı, 20. Yüzyıl müziğinde ortaya çıkmış yeni yaklaşımlar ve bu yaklaşımların nasıl bir nota yazısıyla ifade edildiğini incelemektedir. Çalışmanın inceleme konusunu oluşturan notasyonlar ise literatür taraması sonrası en karakteristik örnekler olarak tespit edilmiştir. Analizler sonrasında yeni notasyonun yorumlanması ve icrası sırasında yaşanan problemler ve zorluklar detayları ile tartışılmıştır. Bu zorlukların icracıya yeni müziği anlama ve yorumlama konusunda büyük sorumluluklar yüklediği ve bunun da yeni müziğin icra sıklığını olumsuz etkilediği, ve bu notasyon uygulamalarının kalıcılığı ve sürekliliğinde engel oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu engellerin aşılması ve yeni müziğin ve notasyonunun bundan sonraki bestecilere ve icracılara kılavuz olabilmesi için her akım ve esere dair kodlama ve kavrama araştırmalarına ihtiyaç vardır.
This study was studied to study new forms of notation applied to reflect the characteristics of newly emerging flows and species along with the music of the 20th century. The traditional notation, which has continued to develop since the beginning of the Middle Ages,
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|