Genel olarak Şîa tarihine bakıldığında imâmet inancındaki imam zincirini oluş-turan halkadaki belirsizliğin mehdînin deklarasyonunu da önlediği görülür. Baştan beri süregelen mehdînin kimliği hususundaki belirsizlik Hasan el-Askerî zamanında da kendini göstermiştir. Hasan el-Askerî’nin ölümü Şiîleri farklı bir durum ile karşı karşıya getirmiştir. Açıkça bir çocuk bırakmadan ölen Hasan el-Askerî ile imâmet son mu bulmuş-tu? İmâmetin son bulması Şiîliğin sonu anlamına gelir miydi? Hasan el-Askerî’nin ölümüyle takipçileri bu duruma hazırlar mıydı? Kargaşa ortamında Şiîler kime nasıl inanacaklardı? Hasan el-Askerî, oğlunun olduğunu ilan etmemiş ya da en azından bunu en yakınlarından bile gizlemeyi yeğlemiştir. Gerekçe olarak Abbâsî otoritesi, kendi akrabaları ya da bilemediğimiz bir mülahaza gösterilmiştir. Araştırma Hasan el-Askerî’nin vefatından sonra yerine halefinin kim olduğunu yani bir oğul bırakıp bırakmadığını, bu bağlamda görüşleri, beraberinde oluşan fırkaları ve İmâmiyye’nin onikinci imam olarak iddia ettiği Muhammed el-Mehdî ile ilgili delilleri içermektedir.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|