Views
22
Gizemli ve görkemli medeniyetlerin başında gelen Antik Mısır medeniyeti ve kentleri MÖ 3000 yılında Kral Menes tarafından Nil Nehri çevresine inşa edilmiştir. Tarihsel süreçte çoğu yerde değişiklik göstererek ortaya çıkan kentlerin, Eski Mısır’da ortaya çıkışı apayrı bir görünüm sergiler. Etrafı surlarla çevrili ve sağlam bir biçimde kurulmuş kentlerin olmadığı Eski Mısır’dan günümüze belki pek çok şey ulaşmıştır, ancak kentlerin kendisinden geriye pek bir şey kalmamıştır. Mısır medeniyetinde kent yerleşimlerinde görülen kolonlu açık mekân projeleri, anıtsal yapılar, mekânsal yapılandırmadaki geometrik düzen ve formalizm, kumul alanların peyzaj özellikleri, avlular, kent siluetinde belirleyici olan palmiye ağaçları kentsel imaj ve görüntünün ana unsurlarıdır. Eski Mısır’da kentlerde anıt mezar ve tapınaklar olan piramitlerin, kent siluetinin hâkim yapılanması olduğunu görüyoruz. Sınırlandırılmış açık mekân kurgulanmalarıyla biçimsel düzlemde belirgin geometrik formların tercih edildiği yapılar ile informal kent dokusunun entegre edildiğini söylemek mümkündür. Mısır’da yerleşik yaşama geçişin ardından kentleşme sürecinin, mimari yapılardaki artışın, tarımsal ilerlemenin ve idari sistemin gelişme kaydettiğini biliyoruz. Doğaldır ki bu süreç sosyal yaşamı biçimlendirerek bazı meslek gruplarının ve çeşitli sınıfların ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Yeterli seviyede gelişme gösteremeyen Eski Mısır kentlerinde kanalizasyon sistemi yoktu ve halk kent yaşamından yoksundu; dolayısıyla bunları kentsel gelişimin önündeki engeller olarak sayabiliriz. İnsanlarının monoton bir yaşam sürdüğü Eski Mısır’da, kentler de aynı tekdüzelik içinde kalmış, sanatı da binyıllarca aynı çizgi içinde seyretmiştir.
The ancient Egyptian civilization and cities that came to the forefront of mysterious and glorious civilizations were built around the Nile River by King Menes in 3000 BC. Most of the cities that emerged by changing in the historical process, appearance in ancient Egypt shows an untouchable appearance. Many things have come from ancient Egypt to the present day, and there are no cities surrounded by walls and solidly established, but there is nothing left behind the cities themselves. Colonial open space projects seen in urban settlements in Egyptian civilization, monumental structures, geometric order and formalism in spatial structure, landscape characteristics of sandy areas, gardens, palm trees, which are decisive in the city silhouette are the main elements of the urban image and image. In ancient Egypt, we see the pyramids, which are monumental tombs and temples in cities, as the rule of the city silhouette. It is possible to say that with the limited open space establishments, the structures in which clear geometric forms are preferred in the formal level are integrated with the informal city tissue. We know that after the transition to settlement in Egypt, the urbanization process, the increase in architectural structures, agricultural progress and the development of the administrative system are recorded. It is natural that this process has formed social life and has also led to the appearance of certain professional groups and different classes. In ancient Egyptian cities, which did not show sufficient level of development, there was no sanitation system and the people were lacking from urban life; therefore, we can consider them as obstacles to urban development. In ancient Egypt, where people lived a monotonous life, cities remained in the same unity, and art has been seen in the same line for thousands of years.
Journal Type : Uluslararası
Article Detail 
Similar Articles
Download PDF
Journal Information
Listen Paper
Cite
Print This Page
Share
Mendeley
