'Yerinde Yaşlanma' kavramı, genellikle, yaşlanırken evde kalabilmek için ideal olan politikayı ifade etmek için kullanılır. Yerinde yaşlanmanın felsefesi, evde yaşam ortamının sürekliliğini, toplumda bağımsızlığın korunmasını ve sosyal içermeyi kapsamaktadır. Çevresel gerontoloji alanında çalışan bilim insanları, bireylerin yaşlandıkça, yaşadıkları mekânın fiziksel ve sosyal ortamına daha fazla bağlandıklarını iddia etmektedir. Söz konusu çevresel bağlam ile kişisel kimlik arasındaki etkileşimin yansımaları, çeşitli sosyal, psikolojik ve fiziksel konular bağlamında gözlemlenebilmektedir. Sağlık ve sosyal bakım maliyetlerini sınırlandırmaya yönelik finansal zorunluluklar tarafından bakımevinde kalmaya yönlendirilmelerine rağmen, yaşlı insanlar da, genellikle, yerinde yaşlanmayı tercih etmektedir. Yaşadığı çevredeki sivil faaliyetlere katılım, yaşlıların sosyal ilişkilerini sürdürmelerini, mahalle etkinliklerine ve politikalarına katılmaya devam etmelerini sağlayarak, yerinde yaşlanmanın önemli bir belirleyicisi olmaktadır. Bu çerçevede, makalemizde, öncelikle, çevresel gerontoloji literatüründeki kuramsal tartışma ve bulgulardan hareketle “yerinde yaşlanma” olgusunun temel belirleyicileri üzerinde durulacaktır. Makalemizin ikinci kısmında ise, yerinde yaşlanma olgusunun aktif yaşlanma süreciyle ilişkisi tartışılacak ve sosyal etkileri değerlendirilecektir.
The concept ‘aging in place’ is often used to denote the ideal policy of being able to remain at home while aging. The philosophy of aging in place involves the continuity of the home life environment, preservation of independence in society and social inclusion. Scientists working in the field of environmental gerontology claim that as individuals get older, they become more connected to the physical and social environment of the space they live in. Reflections of the interaction between the environmental context in question and the personal identity can be observed in the context of various social, psychological and physical issues. Elderly people generally prefer aging in place, although they are directed to stay in nursing homes by financial obligations aiming to limit both healthcare and social care costs. Participation in civic activities in the surrounding area continues to be an important determinant of aging in place, enabling the elderly to maintain their social relations and continue to participate in neighborhood activities and policies. In this context, our article will primarily focus on the main determinants of the phenomenon of “aging in place” on the basis of theoretical discussions and findings in the environmental gerontology literature. In the second part of the article, the correlation between the phenomenon of aging in place and active aging will be discussed and its social effects will be evaluated.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|