Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 3
 İndirme 1
Multinodüler Guatr Hastalarında Anksiyete ve Depresyon
2022
Dergi:  
Aydın Sağlık Dergisi
Yazar:  
Özet:

Amaç: Tiroid nodülleri toplumda çok sık görülmekte ve tüm tiroid nodüllerinin yaklaşık %5 -10’unda kanser saptanmaktadır. Bu yüzden tüm tiroid nodüllerinin kanser varlığını belirlemek amacıyla araştırılması gerekmektedir. Tiroid hastalıkları nedeni ile yapılan cerrahi yöntemler, ameliyat sonrası komplikasyonlar ve uzun dönem takip sonuçları ile hasta yaşam kalitesi arasındaki ilişkiye yönelik literatürde yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. Ancak, kanser şüphesi taşıyan bir nodülden biyopsi yapılması sonrası takibe alınmasının hastaların anksiyete ve depresyon düzeyleri üzerine etkilerini araştıran bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı, tekrarlayan tiroid ultrasonografileri ve tiroid biyopsileri ile takip edilen hastaların anksiyete ve depresyon düzeylerini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: 1 Ocak 2016-31 Aralık 2016 tarihleri arasında hastanemiz polikliniğine başvuran Multinodüler Guatr (MNG) tanısı ile ultrasonografi (USG) ve biyopsi/biyopsiler yapılmış olan 66 hastaya yarı yapılandırılmış bir görüşme formu ile birlikte Beck depresyon ölçeği ve State-Trait Anxiety Inventory (STAI) anksiyete değerlendirme anketi uygulandı. Hastaların psikolojik durumunu değerlendirmeye yönelik değerlendirme Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi (KLP) Bilim Dalı’ndan görüş alınarak gerçekleştirildi. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken istatistiksel analizler için SPSS 21.0 programı kullanıldı. Verilerin sayı ve yüzde dağılımları yapıldı. Grup farklılıkları; kategorik değişkenler için ki-kare, sürekli değişkenler için Mann-Whitney U testi kullanılarak değerlendirildi. Anksiyete ve depresyon puanlarının karşılaştırılmasında Spearman korelasyonu uygulandı. İkiden fazla grup arasındaki farklar one-way ANOVA kullanılarak bulundu. Sonuçlar % 95’lik güven aralığında değerlendirilirken, anlamlılık p < 0,05 düzeyinde kabul edildi. Bulgular: Altmışaltı hastanın ortalama yaşı 44,59±13,56 (18-72), hastaların 5 (%7,6)’i erkek, 61 (%92,4)’i kadındı. On yedi (%25,8) hastada boyunda şişlik, 7 (%10,6) hastada boyunda ağrı, 5 (%7,6) hastada çarpıntı, 4 (%6,1) hastada nefes darlığı, 1 (%1,5) hastada yutma güçlüğü olduğu tespit edildi. Kırk hasta (%60,6) genel cerrahi tarafından, 26 hasta (%39,4) diğer branşlar (dahiliye veya aile hekimi) tarafından takip edilmekteydi. Hastaların ortalama nodül çapları 17,6 ± 7,6 mm (6-37), ortalama takip süresi 46,8 ay (3-240), ortalama takip sıklığı 7,2 ay (3-12), ortalama biyopsi sayısı 1,8 (1-4) olarak saptandı. Hastaların takip süresi arttıkça ve biyopsi sıklığı arttıkça Beck depresyon puanlarının arttığı tespit edildi (p=0,001 ve p=0,021). Hastaların ilaç kullanımı ile Beck depresyon puanları arasında istatistiksel anlamlı ilişki saptandı (p=0,009). Kadın olmak, ek hastalığı bulunmamak STAI durumluk kaygı puanı ile ilişkili bulunurken, ek hastalığı olmak ile STAI sürekli kaygı puanı arasında sınırda anlamlı bir ilişki saptandı (p=0,035, p= 0,039 ve p=0,059). Yapılan logistik regresyon analizlerinde ilaç kullanımı ile Beck depresyon puanı arasında bağımsız ilişki saptanırken, ek hastalık olmaması ile STAI durumluk kaygı puanı arasında bağımsız ilişki tespit edildi. Sonuç: Bu çalışma bize sürekli ilaç kullanımının depresif bulguları arttırdığını, hastaların takip süresi ve biyopsi sıklığı arttıkça depresyon puanlarının arttığını göstermektedir. Çalışmada depresif bulgular nedeni ile Psikiyatri konsültasyonu gereken hastaların hiçbirinin erkek olmaması, literatürdeki çalışmalarla da kıyaslandığında kadın olmanın depresif semptomları arttırdığını, anksiyetenin kadınlarda daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca, hiç ek hastalığı olmayan hastaların bir şikayet ile hastaneye başvurmaları sonucunda durumluk kaygılarının ek hastalığı olanlardan daha fazla olduğu görülmektedir. Mevcut ek hastalık nedeni ile yıllardır takip altında olan hastaların durumluk kaygı puanları daha düşük bulunurken, sürekli kaygı puanlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. Bütün bu sonuçlar bize multinodüler guatr tanısı ile takip edilen hastaların depresyon ve anksiyete düzeylerinin toplumda görülen diğer hastalıklardan farklı olmadığını ve bu hastaların hastalıkları nedeni ile özel bir psikiyatrik takibe gereksinimleri olmadığını göstermektedir.

Anahtar Kelimeler:

Anxiety and Depression in Multinodular Guatr Patients
2022
Yazar:  
Özet:

Target: Thyroid nodes are very common in society and cancer is detected in about 5-10% of all thyroid nodes. Therefore, all thyroid nodes need to be investigated in order to determine the presence of cancer. There are studies in the literature on the relationship between the surgical methods, post-operative complications and long-term tracking results and the quality of life of the patient. However, there is no study that investigates the effects of biopsy from a suspected cancer nodule on the levels of anxiety and depression of patients. The aim of this study is to investigate the levels of anxiety and depression in patients followed by repeated thyroid ultrasound and thyroid biopsy. Tools and Methods: Between 1 January 2016 and 31 December 2016 the Multinodular Guatr (MNG) diagnosis and ultrasound (USG) and biopsy/biopsy were performed with a semi-configured interview form for 66 patients, along with the Beck depression scale and State-Trait Anxiety Inventory (STAI) anxiety assessment survey. The evaluation of the patient's psychological state was carried out by consultation of the Psychiatric Consultation (KLP) Department of Science. The SPSS 21.0 program was used for statistical analysis while evaluating the findings obtained in the study. The number and percentage of the data were distributed. The group differences were assessed by using the Mann-Whitney U test for category variables, ki-quare for continuous variables. Spearman correlation was applied in the comparison of anxiety and depression points. Differences between more than two groups were found using one-way ANOVA. The results were assessed in a 95% confidence range, while the meaning was accepted at the level p < 0.05. Results: The average age of sixteen patients was 44,59±13,56 (18-72), 5 of the patients (7.6%) were male, 61 (92.4) female. Seven patients (25.8%) had swelling in length, 7 patients (10.6%) had pain in length, 5 patients (7.6%) had swelling, 4 patients (6.1%) had breathing difficulties, 1 patients (1.5%) had difficulty sweating. Fourteen patients (60.6 percent) were followed by general surgery, 26 patients (39.4 percent) were followed by other branches (internal or family doctor). The patient's average nodular diameter was 17.6 ± 7.6 mm (6-37), the average tracking time was 46.8 months (3-240), the average tracking frequency was 7.2 months (3-12), and the average biopsy number was 1.8 (1-4). As the patient’s tracking time increases and the frequency of biopsy increases, Beck’s depression points increased (p=0,001 and p=0,021). A statistically meaningful relationship between the patient’s drug use and Beck’s depression points was found (p=0,009). Being a woman, not having an additional disease is associated with STAI state anxiety score, while being an additional disease and STAI constant anxiety score have a meaningful relationship in the limit (p=0,035, p=0,039 and p=0,059). The logistical regression analysis identified the independent relationship between the use of the drug and the Beck depression score, while the independent relationship between the absence of additional disease and the STAI status anxiety score was identified. Result: This study shows us that the continuous use of medications increases depressive findings, and that the depression points increase as the patient’s tracking time and the frequency of biopsy increase. The study shows that none of the patients who need psychiatric consultation are men, and that being a woman, compared to the studies in literature, increases depressive symptoms, and that anxiety is greater in women. In addition, it is seen that patients with no additional illness are more concerned about the condition as a result of their appearance to the hospital with a complaint than those with any additional illness. With the current cause of the additional disease, patients who have been under the tracking for years have a lower state anxiety score, while the constant anxiety score is seen to be higher. All these findings show us that the levels of depression and anxiety of the patients followed by the multinodular guatric diagnosis do not differ from other diseases seen in society and that these patients do not require a special psychiatric follow-up with the cause of the disease.

Anahtar Kelimeler:

Anxiety and Depression In Patients With Multinodular Goiter
2022
Yazar:  
Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler










Aydın Sağlık Dergisi

Alan :   Sağlık Bilimleri

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 88
Atıf : 165
2023 Impact/Etki : 0.103
Aydın Sağlık Dergisi