Görüntüleme
52
İndirme
7
İnsan için temel hakikat onun ölümlü olmasıdır. İnsan, diğer canlılardan farklı olarak, eylemlerini sonlu olduğunun bilinciyle gerçekleştirir. Ölüm, yaşamın bir anlamının olup olmadığı üzerine bir sorgulamayı açık hale getirir. Sonluluk insana, yaşamın bulunulan an ve zaman içinde değerli ve anlamlı kılınması için bir neden vermektedir. Yaşamın bir sınırının olduğunun bilincine varıldığında, onu değerli ve anlamlı kılmak adına harekete geçme fırsatı yakalanır. Çünkü yaşam geçici ve insan ölümlü olduğuna göre, insan eylemlerini anlamlı kılmanın ve yaşamını haklı çıkarmanın bir yolunu bulmalıdır. Her gün benzer eylemleri sürdürmeye yazgılanan insan, bir gerçeklik olan ölümü göz ardı ettikçe ve ölüme meydan okumadıkça, ona öğretilen değerler, doğrular ve yasalar altında yaşamaya mahkûm olur. Edilginliğini yenemez. Ölüm göz ardı edildiği sürece, sıradan ve anlamsız eylemlerden kurtulmak zorlaşır ve insan kendini aşamaz. Bunun aksine, ölüm bilincine varıldığında, yaşamın anlamsızlığı, acıları, mutsuzlukları veya mutlulukları olumlanarak, varoluşun bir hiçliğe değil, bir değere dönüşmesi sağlanır. Bu bağlamdan yola çıkılarak, çalışmada ölüm bilincinin önemi ve sonluluğun insanın yaşamında asıl değerli yan olduğunu ortaya koymak amaçlanmaktadır. Buradan hareketle bu çalışmada, öncelikli olarak, düşünce tarihi boyunca ölüm bilincine dair fikirler ortaya koymuş filozofların düşüncelerinden yararlanılmıştır. Bu düşüncelerin izinden gidilerek ilkin Shakespeare’in Macbeth tragedyası üzerinden ve sonrasında Akira Kurosawa’nın Macbeth’in film uyarlaması üzerinden hareket edilerek ölüm bilincinin, varoluş üzerindeki önemi, detaylı bir şekilde incelenerek açıklanmaya çalışılmıştır.
The basic truth for man is that he is fatal. Unlike other beings, man performs his actions with the consciousness that it is final. Death makes a question of whether life has a meaning. The end gives man a reason to make life valuable and meaningful in the moment and time found. When you realize that there is a limit to life, you get the opportunity to take action to make it valuable and meaningful. Because life is temporary and man is fatal, man must find a way to make his actions meaningful and to justify his life. The man who is forced to continue the same actions every day, is imprisoned to live under the values, truths and laws taught him, unless he ignores the death, which is a reality, and unless he challenges the death. He cannot defeat his affection. As long as death is neglected, it becomes difficult to get rid of ordinary and meaningless actions, and man cannot overcome himself. On the contrary, when the consciousness of death is reached, the meaninglessness of life, the suffering, the misfortune or the happiness are optimized, and the existence is transformed not into no existence, but into a value. From this context, the study aims to reveal the importance of the consciousness of death and the finality as the most valuable side in the human life. From here on, in this study, the thoughts of philosophers, which have first and foremost developed ideas about the consciousness of death throughout the history of thought, have been exploited. Following these thoughts, the first Shakespeare's Macbeth tragedy and then Akira Kurosawa's Macbeth film adaptation, the importance of death consciousness on existence, was tried to explain in detail by studying.
Alan : Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
