Şiddet olgusu ‘bir devinimden doğan güç’ anlamına gelir. Şiddet olgusunuçok yaşayan kesim maalesef kadınlar olmuştur. Gebelikte şiddet oranına baktığımızda her üç kadından biri fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet gördüğü belirlenmiştir. Kadın için gebelik dönemi hayatı boyuncaözel dönemlerinden biridir. Gebelik döneminde hem fiziksel hem ruhsal şiddete uğrayan kadınları ele alırsak; gebe de birçok sorun gözükmesi olasıdır. Ülkemizde şiddet türü olarakfazla duygusal şiddet, gebelikte şiddetifazla uyguladığı kişiler ise eşlerdir. Gebelik döneminde kadınlar bir dizi beden ve ruh sağlığı sorunlarıyla baş etmeye çalışırken bir de şiddet gibi sorunla karşı karşıya kalınca problemlerin üstesinden gelmek zor olacaktır. Annenin gebelik sırasında etkilenmesinin yanında, bebekte de önemli ölçüde hastalık riski oluşabilmektedir. Gebelikte görülen şiddetin insidansını artıran faktörler de mevcuttur. Kadınların eğitim düzeyi de belirleyici faktörler arasındadır. Şiddet gören gebeyi ilk karşılayan sağlık mensupları ebelerdir. Şiddet gören gebelerin gebe izlemi sırasında, çekinmeden ebelere paylaşmaları gerekir, bu sayede şiddet gören gebenin risk faktörlerini ortadan kaldırmaya yardımcı olunabilir. Ebeler ilk önce kendi duygu ve tutumlarının farkında olması duygularını hizmet sunumuna karıştırmaması profesyonelliğinin gereğidir. Ebelik öğrencileri ve çalışanlar şiddeti tanılamada problemler yaşadıkları ve şiddeti sağlık problemi olarak görmelerine rağmen şiddet olgularına yeterli ölçüde müdahale edemedikleri görülmüştür. Bu makalede öncelikle şiddet kavramının anlaşılması ve gebelikte uygulanan fiziksel ve ruhsal şiddetin anne ve bebek açısından nasıl olumsuz sonuçlar doğurduğu ve ebelerin yaklaşımı üzerine tartışılması amaçlanmıştır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|