Amaç: Supraklaviküler kitleler ayırıcı tanısında benign veya malign yumuşak doku lezyonları, vasküler, lenfatik sistem ve iskelet sistemi kökenli lezyonlar düşünülmelidir. Bu çalışmanın amacı supraklaviküler kitlelere yaklaşım deneyimimizi gözden geçirmek, teşhis ve tedavi yöntemlerini ortaya koymaktır. Yöntem: Bu retrospektif çalışmada supraklaviküler kitle tanısı ile tedavi edilen 17 vaka demografik özellikleri, teşhis yöntemleri, histopatolojik sonuçlar, tedavi yöntemleri, morbidite ve mortalite açısından değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 13’ü(%76) erkek ve 4’ü (%24) erkekti. Yaşları 26 ile 80 arasında (ortalama 46.0±13,8) değişmekteydi. Tüm hastalarda ortak şikayet supraklaviküler bölgede şişlikti. Ağrı vakaların 8’inde (%47)sık görülen yakınmaydı, 2 vaka üst ekstremitede parestezi şikâyeti vardı. Akciğer grafisi, supraklaviküler ultrasonografi, ve bilgisayarlı tomografi tüm hastalarda rutin olarak kullanıldı. Sonuç: Bu seride histopatolojik tanı ve anatomik lokalizasyonları göz önüne alındığında nadir görülen supraklaviküler lezyonlar rapor edilmiştir. Kitlelerin tedavisinde cerrahi eksizyon planlanmalıdır. Yandaş nörovasküler yapılara olası yaralanmaların önlenmesi için dikkatli cerrahi girişim ve multidisipliner yaklaşım önerilir.
Purpose: In the distinctive diagnosis of supraclavicular masses should be considered benign or malign soft tissue lesions, vascular, lymphatic system and skeletal system origins lesions. The aim of this study is to review our experience of approach to supraclavicular masses, to reveal the diagnosis and methods of treatment. Method: In this retrospective study, 17 cases treated with supraclavicular mass diagnosis were evaluated in terms of demographic characteristics, diagnostic methods, histopathological results, therapeutic methods, morbidity and mortality. Results: 13 of the patients (76) were men and 4 (24%) were men. Their ages varied between 26 and 80 (an average of 46.0±13,8). The common complaint in all patients was swelling in the supraclavicular area. In 8 of the pain cases (47%) there was a frequent proximity, 2 cases had a complaint of paresthesia in the upper limb. Lung graphics, supraclavicular ultrasound, and computer tomography were used in routine in all patients. In this series, rare supraclavicular lesions have been
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|