İnsanlığın varoluşu açısından, pek çok yapıyı dönüştüren, etkileyen ve etkilenen kozmoloji kavrayışı, önemli kırılma noktalarına uğradığında insan yaşamıyla bağlantılı olarak yaşamın her katmanı değişmiştir. İnsanın kendisini doğadan ayırmasıyla ve onu anlamaya çalışmasıyla başlayan süreçte, kavramları dilsel bağlamda somutlaştıran ve akledilebilir hale getiren mitlerle birlikte, ilk kozmogoniler ve teogoniler ortaya çıkmıştır. Gök ve yeryüzünün ikiliğine dayalı bu anlatılarda, gezegenler birer arketip olarak ve aynı zamanda deneysel alanda gözlemlenebilir hareketleriyle, yeryüzündeki etkileri açısından dönem insanlarının temel araçlarından olmuştur. Ptolemaios ve Aristoteles’le kurulan dünya merkezli kozmolojinin yerini Kopernik’in Güneş merkezli kozmolojisinin alması en büyük kırılma noktalarından bir tanesidir. Sonrasında Kepler, Galileo, Newton ve nihayetinde, 21.yy varlık kavrayışlarına etki eden kozmoloji teorileriyle Einstein gibi bilim insanlarının teorileri, metafizik özü itibariyle sanatsal ifadelerde de karşılık bulmuştur. Bu bağlamda bakıldığında Alman sanatçı Anselm Kiefer sanatında kozmolojiye yer vererek, varoluşa dair sorgulamalara yeni önermeler getirmesi açısından ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Savaş, yıkım ve soykırım temalarının yanı sıra doğa ve insan ilişkisini de işleyen sanatçının eserleri kozmoloji aracılığıyla okunabilir. Bu çalışmada amaçlanan; Kiefer’in sanatında ifade aracı olarak kullandığı bilimsel alanı metafiziksel boyuta çevirme noktasındaki referans alanlarını kozmoloji üzerinden irdelemektir.
İnsanlığın varoluşu açısından, pek çok yapıyı dönüştüren, etkileyen ve etkilenen kozmoloji kavrayışı, önemli kırılma noktalarına uğradığında insan yaşamıyla bağlantılı olarak yaşamın her katmanı değişmiştir. İnsanın kendisini doğadan ayırmasıyla ve onu anlamaya çalışmasıyla başlayan süreçte, kavramları dilsel bağlamda somutlaştıran ve akledilebilir hale getiren mitlerle birlikte, ilk kozmogoniler ve teogoniler ortaya çıkmıştır. Gök ve yeryüzünün ikiliğine dayalı bu anlatılarda, gezegenler birer arketip olarak ve aynı zamanda deneysel alanda gözlemlenebilir hareketleriyle, yeryüzündeki etkileri açısından dönem insanlarının temel araçlarından olmuştur. Ptolemaios ve Aristoteles’le kurulan dünya merkezli kozmolojinin yerini Kopernik’in Güneş merkezli kozmolojisinin alması en büyük kırılma noktalarından bir tanesidir. Sonrasında Kepler, Galileo, Newton ve nihayetinde, 21.yy varlık kavrayışlarına etki eden kozmoloji teorileriyle Einstein gibi bilim insanlarının teorileri, metafizik özü itibariyle sanatsal ifadelerde de karşılık bulmuştur. Bu bağlamda bakıldığında Alman sanatçı Anselm Kiefer sanatında kozmolojiye yer vererek, varoluşa dair sorgulamalara yeni önermeler getirmesi açısından ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Savaş, yıkım ve soykırım temalarının yanı sıra doğa ve insan ilişkisini de işleyen sanatçının eserleri kozmoloji aracılığıyla okunabilir. Bu çalışmada amaçlanan; Kiefer’in sanatında ifade aracı olarak kullandığı bilimsel alanı metafiziksel boyuta çevirme noktasındaki referans alanlarını kozmoloji üzerinden irdelemektir.
In terms of human existence, the concept of cosmology that transformed, influenced and influenced many structures has changed every layer of life in connection with human life when it comes to significant breakdowns. In the process that begins with the separation of man from nature and the attempt to understand it, the first cosmogonals and theogonals, along with the myths that make concepts concrete and reasonable in the linguistic context, emerged. In these stories, based on the duality of heaven and earth, the planets have become one of the basic tools of the period people in terms of their effects on Earth, with their observable movements as an archetype and also in the experimental field. Founded by Ptolemaios and Aristotle, the place of the world-centric cosmology is one of the greatest breakthroughs in Copernicus's solar-centric cosmology. Then Kepler, Galileo, Newton, and finally the theories of cosmology that influenced the concepts of the 21st century, theories of scientists like Einstein, metaphysical essence, also found responses in artistic expressions. In this context, German artist Anselm Kiefer has a privileged place in the art of cosmology, bringing new suggestions to questions about existence. In addition to the themes of war, destruction and genocide, the works of the artist who works on the relationship between nature and man can be read through cosmology. The aim of this study is to examine the reference fields in the metaphysical dimension of the scientific field Kiefer used as an instrument of expression in the art through cosmology.
Field : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|