On altıncı yüzyılın ikinci yarısı ila on yedinci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamış bir şair olan Bağdatlı Zihnî’nin (öl. 1614) hayatı hakkında kaynaklarda verilen bilgiler oldukça muhtasar ve birbirinin tekrarı mahiyetindedir. Şairin hayatından ilk olarak Bağdatlı Ahdî, Gülşen-i Şuarâ isimli tezkiresinde bahseder. Ahdî’den sonra Zihnî’nin hayatı hakkında bilgi veren Hasan Çelebi ve Esrar Dede tezkireleri haricindeki diğer kaynaklarda şairin hayatı hususunda ya hiç bilgi verilmediği yahut Ahdî ve Hasan Çelebi’nin tezkirelerinde vermiş olduğu bilgilerin özetlenerek tekrar edildiği görülür.
Asıl adı Abdüddelîl olan ve kaynaklarda, Zihnî-i Bağdâdî, Necefzâde, Derviş Zihnî-i Necefzâde, Zihnî-i Kadîm gibi ifadelerle zikrolunan Bağdatlı Zihnî, devrinin şöhretli ve itibarlı şairleri arasında değerlendirilmiştir. İsminin geçtiği biyografik kaynakların hemen tamamında muammaya düşkünlüğünden, hat ve musiki sanatlarındaki yeteneğinden övgüyle bahsedilen şairin, Yûsuf u Züleyhâ mesnevisinden başka müstakil bir eseri bulunduğundan bahsedilmez. Bir divan tertip ettiğine dair herhangi bir kayıt bulunmasa da çok sayıda şiir kaleme aldığı ifade edilen şairin, hakkında bilgi veren kaynaklardaki şiir örnekleri, birkaç matla’, müfred ve kıt’a, rubai, terci’-bend nazım şekliyle kaleme alınmış sâkînâmesinin ilk iki mısrası ve bir gazelle sınırlı kalmıştır. Ancak şiir mecmuaların taranmasıyla bu sayının oldukça arttığı görülmektedir.
Çalışmada Bağdatlı Zihnî hakkında verilen bilginin ardından onun, bazı şiir mecmualarında tespit edilen kaside, musammat ve gazellerinin çevriyazılı metinleri ortaya konulacaktır.
On altıncı yüzyılın ikinci yarısı ila on yedinci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamış bir şair olan Bağdatlı Zihnî’nin (öl. 1614) hayatı hakkında kaynaklarda verilen bilgiler oldukça muhtasar ve birbirinin tekrarı mahiyetindedir. Şairin hayatından ilk olarak Bağdatlı Ahdî, Gülşen-i Şuarâ isimli tezkiresinde bahseder. Ahdî’den sonra Zihnî’nin hayatı hakkında bilgi veren Hasan Çelebi ve Esrar Dede tezkireleri haricindeki diğer kaynaklarda şairin hayatı hususunda ya hiç bilgi verilmediği yahut Ahdî ve Hasan Çelebi’nin tezkirelerinde vermiş olduğu bilgilerin özetlenerek tekrar edildiği görülür.
Asıl adı Abdüddelîl olan ve kaynaklarda, Zihnî-i Bağdâdî, Necefzâde, Derviş Zihnî-i Necefzâde, Zihnî-i Kadîm gibi ifadelerle zikrolunan Bağdatlı Zihnî, devrinin şöhretli ve itibarlı şairleri arasında değerlendirilmiştir. İsminin geçtiği biyografik kaynakların hemen tamamında muammaya düşkünlüğünden, hat ve musiki sanatlarındaki yeteneğinden övgüyle bahsedilen şairin, Yûsuf u Züleyhâ mesnevisinden başka müstakil bir eseri bulunduğundan bahsedilmez. Bir divan tertip ettiğine dair herhangi bir kayıt bulunmasa da çok sayıda şiir kaleme aldığı ifade edilen şairin, hakkında bilgi veren kaynaklardaki şiir örnekleri, birkaç matla’, müfred ve kıt’a, rubai, terci’-bend nazım şekliyle kaleme alınmış sâkînâmesinin ilk iki mısrası ve bir gazelle sınırlı kalmıştır. Ancak şiir mecmuaların taranmasıyla bu sayının oldukça arttığı görülmektedir.
Çalışmada Bağdatlı Zihnî hakkında verilen bilginin ardından onun, bazı şiir mecmualarında tespit edilen kaside, musammat ve gazellerinin çevriyazılı metinleri ortaya konulacaktır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|