Amaç: Bu çalışmada, kan kültüründe üreyen mikroorganizmaların dağılımının ve antibiyotik duyarlılığının geriye dönük olarak belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Mogadishu Somali Türkiye Recep Tayyip Erdoğan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldı. 2016-2018 yılları arasında çocuk servisine yatırılan, kan kültüründe anlamlı üreme olan ve antibiyogram testi yapılan 76 hasta dahil edildi. Bu hastaların demografik verileri, mikroorganizma türleri ve antibiyogram sonuçları kaydedildi. Bulgular: Hastaların 37’i kız (% 48.7), 39’ü erkek (% 51.3) idi. Hastaların yaş ortalaması 4.68 ± 4.74 yıl olup, yaş aralığı 1 ay - 18 yıl idi. Üreyen mikroorganizmaların 57’si (%75) gram pozitif bakteri, 19’u (%25) gram negatif bakteri idi. En sık izole edilen etken %36.8 ile koagülaz negatif stafilokok (staphylococci) (KNS) idi. Bunu %19.7 ile Staphylococcus aureus (S.aureus) takip etmekte idi. Gram negatif bakteriler içinde en sık izole edilen ise %6.6 ile Escherchia coli (E. coli) idi. KNS’da antibiyotik direnci en fazla %85.7 ile penisilin G, %78.6 ile ampisilin-sulbactam (SAM) ve %75 ile trimetoprim-sulfametoksazol’a (TMP-SMX) karşı iken, S. aureus’ta da en fazla %86.7 ile penisilin G, %80 ile SAM ve %73.3 ile TMP-SMX’a karşı idi. E.coli’de antibiyotik direnci en fazla %80 ile TMP-SMX, %60 ile ampicillin, amoksicillin-klavulonat, seftriakson ve sefoksitin’e karşı idi. Sonuç: Belli aralıklarla bu konuda çalışmalar yapılması ve ampirik tedavi seçiminde bu bilgilerin dikkate alınması gerekmektedir. Bu şekilde morbidite ve mortalite azaltılabileceği ve antibiyotik direnç gelişiminin önlenebileceği sonucuna varıldı.
Aim: The aim of this study is to determine the distribution of microorganisms isolated in blood culture and their antibiotic susceptibility retrospectively. Materials and Methods: This study was conducted at the Mogadishu Somalia Türkiye Recep Tayyip Erdogan Training and Research Hospital. A total of 76 patients who were hospitalized to the fpediatric clinic between the years of 2016 and 2018, who had significant reproduction in their culture tests and whose samples was performed antibiogram test were included. Demographic datas, microorganism strains and antibiogram results of these patients were recorded. Results: The subjects of this study were 37 females (48.7%) and 39 males (51.3%). The mean age of the subjects was 4.68 ± 4.74 (1 month-18 years) years. 57 (75%) of the reproduced microorganisms were Gram-positive bacteria, and 19 (25%) were Gram-negative bacteria. The most commonly isolated bacteria was coagulase-negative staphylococci (CoNS) by 36.8%. It was followed by Staphylococcus aureus (S. aureus) by 19.7%. The most commonly isolated Gram-negative bacteria was Escherichia coli (E. coli) by 6.6%. The antibiotic resistance of CoNS was highest against penicillin G by 85.7%, ampicillin-sulbactam (SAM) by 78.6% and trimethoprim sulfamethoxazole (TMP-SMX) by 75%. The antibiotic resistance of S. aureus was also highest against penicillin G (86.7%), SAM (80%) and TMP-SMX (73.3%). Conclusion: İt is necessary that conducting studies on this subject as periodic. In this way, it was concluded that morbidity and mortality may be reduced and development of antibiotic resistance may be prevented.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|