Dünya, tarih boyunca aktif göç hareketliliğine tanık olmuştur. Bu göç hareketliliği, toplumların sosyokültürel yaşantılarını, beslenme alışkanlıklarını, yaşam tarzlarını, eğitim sistemlerini, politika ve bürokrasilerini ve sağlık hizmetlerini etkilemiştir. Özellikle göçmenlerin/mültecilerin/sığınmacıların ve geçici koruma altındakilerin yaşadığı elverişsiz yaşam koşulları, kişileri çeşitli sağlık risklerine maruz bırakmaktadır. Bu risk genellikle düzensiz göçmenler ve işçiler, insan ticareti mağdurları ile etnik azınlık temsilcileri gibi toplumun hassas gruplarını etkilemektedir. Bu durum başta Çocuk felci, Tüberküloz, HIV / AIDS ve diğer bulaşıcı hastalıklar, göç grupları arasında giderek yaygınlaşmakta ve hızla göçmen sağlığı konusunu öncelik haline getirmektedir. Göçün sağlık risklerini azaltmak, göçmenler ve yerel toplum için sağlık hizmetlerine adil ve etkili erişimi sağlamak, göç yönetiminin önemli bir konusudur. Çalışmamızın araştırma sorusu, göçün, göçmenlerin ve toplumların sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin incelenmesidir. Bu nedenle nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi tekniği kullanılmıştır. İçerik analizi tekniği içerisinden ise ilişki analiz yöntemi seçilmiş olup; araştırma sorusuna literatür taraması ile yanıt aranmıştır. Toplanan verilerin derinlemesine incelenmesi sonucu ulusal gözetim sistemlerinde yer almadığı için göç eden nüfuslar arasında bulaşıcı hastalık sürveyansının oldukça zor olduğu görülmüş; düzensiz göçün yarattığı bu belirsizliğin rutin halk sağlığı önlemlerinin uygulanmasını engellemekte olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca göç popülasyonlarında bulaşıcı hastalık salgınlarının ortaya çıkması ve boyutu ile ilgili sosyal bilimler çalışmalarının literatürde yetersiz olduğu görülmüş; salgınların hızını ve kapsamını araştırmak ve küresel sağlık güvenliğine katkı sağlayabilmek amacıyla ulusal sağlık güvenliği kavramını literatürde kullanmanın gerekliliğini ortaya çıkarmıştır
Dünya, tarih boyunca aktif göç hareketliliğine tanık olmuştur. Bu göç hareketliliği, toplumların sosyokültürel yaşantılarını, beslenme alışkanlıklarını, yaşam tarzlarını, eğitim sistemlerini, politika ve bürokrasilerini ve sağlık hizmetlerini etkilemiştir. Özellikle göçmenlerin/mültecilerin/sığınmacıların ve geçici koruma altındakilerin yaşadığı elverişsiz yaşam koşulları, kişileri çeşitli sağlık risklerine maruz bırakmaktadır. Bu risk genellikle düzensiz göçmenler ve işçiler, insan ticareti mağdurları ile etnik azınlık temsilcileri gibi toplumun hassas gruplarını etkilemektedir. Bu durum başta Çocuk felci, Tüberküloz, HIV / AIDS ve diğer bulaşıcı hastalıklar, göç grupları arasında giderek yaygınlaşmakta ve hızla göçmen sağlığı konusunu öncelik haline getirmektedir. Göçün sağlık risklerini azaltmak, göçmenler ve yerel toplum için sağlık hizmetlerine adil ve etkili erişimi sağlamak, göç yönetiminin önemli bir konusudur. Çalışmamızın araştırma sorusu, göçün, göçmenlerin ve toplumların sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin incelenmesidir. Bu nedenle nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi tekniği kullanılmıştır. İçerik analizi tekniği içerisinden ise ilişki analiz yöntemi seçilmiş olup; araştırma sorusuna literatür taraması ile yanıt aranmıştır. Toplanan verilerin derinlemesine incelenmesi sonucu ulusal gözetim sistemlerinde yer almadığı için göç eden nüfuslar arasında bulaşıcı hastalık sürveyansının oldukça zor olduğu görülmüş; düzensiz göçün yarattığı bu belirsizliğin rutin halk sağlığı önlemlerinin uygulanmasını engellemekte olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca göç popülasyonlarında bulaşıcı hastalık salgınlarının ortaya çıkması ve boyutu ile ilgili sosyal bilimler çalışmalarının literatürde yetersiz olduğu görülmüş; salgınların hızını ve kapsamını araştırmak ve küresel sağlık güvenliğine katkı sağlayabilmek amacıyla ulusal sağlık güvenliği kavramını literatürde kullanmanın gerekliliğini ortaya çıkarmıştır
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|