Dünyanın küreselleşmenin etkisi ile birlikte toplumsal ve siyasal alanda ivme kazanması, son yıllarda kimlik ve kültürel çeşitlilik yaklaşımlarında önemli değişikliklere sebep olmuştur. Bu değişikliklerin neticesinde ortaya çıkan unsurlara bağlı olarak farklılıkların barışçıl bir şekilde hayatta kalması için sunulan yaklaşımlar farklı kavramsallaştırmaların kullanımını beraberinde getirmiştir. Bu farklı kavramlardan biri de “çokkültürlülük” kavramıdır. Çokkültürlülük, bir toplumda var olan tüm sosyal ve bireysel farklılıkların siyasi ve kamusal olarak tanınması anlamına gelir. Bu farklılıklar arasında etnik köken, din, dil ve kültürel öğeler yer almakta ve çokkültürlülük, bu farklılıkları bir toplumda barındırmayı amaçlayan bir tanıma politikasının ürünüdür. Farklılıkları bir arada tutma düşüncesi ile verilen haklar çeşitli sosyal sorunların yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Çokkültürlülük, ulus devletlerin temel sembollerini bulanıklaştırmış ve milliyetçilik ve ulusal kimlik için bir tehdit olarak algılanmıştır. Avrupa’nın çokkültürlülük politikalarına derleyici tarzda ışık tutan bu çalışmanın amacı; Avrupa’nın milliyetçilik ve ulus devlet inşası sürecinden çokkültürlülük politikalarına geçiş evrelerini incelemek ve nihayetinde milliyetçilik düşüncesinin tekrar yükselişi, artan göç hareketleri, Avrupa Birliğinin genişleme politikaları, işsizlik, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, refahın paylaşılması ve güvenlik kaygısı ile birlikte bu politikaların hem siyasi arenada hem de toplumsal hafızada nasıl erozyona uğradığını ortaya koymaktır. Bütüncül bir çerçevede ele alındığında Avrupa’nın çokkültürlülük bağlamında bir çöküş sürecinde olduğu bu çalışmanın nihai bulgusuna işaret etmektedir.
Dünyanın küreselleşmenin etkisi ile birlikte toplumsal ve siyasal alanda ivme kazanması, son yıllarda kimlik ve kültürel çeşitlilik yaklaşımlarında önemli değişikliklere sebep olmuştur. Bu değişikliklerin neticesinde ortaya çıkan unsurlara bağlı olarak farklılıkların barışçıl bir şekilde hayatta kalması için sunulan yaklaşımlar farklı kavramsallaştırmaların kullanımını beraberinde getirmiştir. Bu farklı kavramlardan biri de “çokkültürlülük” kavramıdır. Çokkültürlülük, bir toplumda var olan tüm sosyal ve bireysel farklılıkların siyasi ve kamusal olarak tanınması anlamına gelir. Bu farklılıklar arasında etnik köken, din, dil ve kültürel öğeler yer almakta ve çokkültürlülük, bu farklılıkları bir toplumda barındırmayı amaçlayan bir tanıma politikasının ürünüdür. Farklılıkları bir arada tutma düşüncesi ile verilen haklar çeşitli sosyal sorunların yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Çokkültürlülük, ulus devletlerin temel sembollerini bulanıklaştırmış ve milliyetçilik ve ulusal kimlik için bir tehdit olarak algılanmıştır. Avrupa’nın çokkültürlülük politikalarına derleyici tarzda ışık tutan bu çalışmanın amacı; Avrupa’nın milliyetçilik ve ulus devlet inşası sürecinden çokkültürlülük politikalarına geçiş evrelerini incelemek ve nihayetinde milliyetçilik düşüncesinin tekrar yükselişi, artan göç hareketleri, Avrupa Birliğinin genişleme politikaları, işsizlik, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, refahın paylaşılması ve güvenlik kaygısı ile birlikte bu politikaların hem siyasi arenada hem de toplumsal hafızada nasıl erozyona uğradığını ortaya koymaktır. Bütüncül bir çerçevede ele alındığında Avrupa’nın çokkültürlülük bağlamında bir çöküş sürecinde olduğu bu çalışmanın nihai bulgusuna işaret etmektedir.
With the influence of world globalization, the gain of dynamics in the social and political field has led to significant changes in identity and cultural diversity approaches in recent years. Depending on the elements that arise as a result of these changes, the approaches proposed for the peaceful survival of differences brought together the use of different conceptualizations. One of these different concepts is the concept of “chocculture”. Multiculturality means the political and public recognition of all social and individual differences that exist in a society. These differences include ethnic origin, religion, language, and cultural elements, and multiculturalism is a product of a recognition policy that aims to host these differences in a society. The idea of keeping the differences together and the rights given have caused various social problems to occur. Multiculturalism has blurred the fundamental symbols of national states and has been perceived as a threat to nationalism and national identity. The objective of this study, which brings the light to the multicultural policies of Europe, is to explore the stages of transition from the nationalism and the process of nation-state building to the multicultural policies of Europe and finally to reveal how these policies, along with the re-ascension of the nationalist idea, the increasing migration movements, the expansion policies of the European Union, unemployment, racism, foreign hostility, the sharing of prosperity and security concerns, are to be eroded in both the political arena and the social memory. In a comprehensive framework, it indicates the final discovery of this study that Europe is in a collapse in the context of multiculturality.
Alan : Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|