Nefsin mahiyeti ve bedenle ilişkisi, Antik gelenekten itibaren üzerinde söz söylenen ve hakkında cevap aranan problematiklerin başında gelir. Platon’dan başlayarak günümüze gelinceye değin pek çok filozof ve fikir adamı, nefs ve beden arasındaki etkileşimi oldukça farklı kuramlarla açıklamaya çalışmışlardır. Düşünce tarihinin ciddi açmazları içerisinde yer alan bu mesele, çözüm bekleyen en önemli sorunsallardan biri olma özelliğini halen korumaktadır. Nefsin mahiyeti ve bedenle etkileşimine ilişkin felsefi mirastaki öğretileri yakından takip eden Molla Sadrâ, nefsin ‘içkinliği’ ile ‘aşkınlığını’, eklektizmin çelişki ve karşıtlığına düşmeden sistemli bir yapı içerisinde birleştirmektedir. Onun özel bir retorikle; ‘nefsin cismânî hudûsü-rûhânî bekâsı’ şeklinde formüle ettiği nefs kuramı, nefsin tedrici bir dönüşümle cismânî yaratılışından psişik-akli realitesine evrimine dayanır. Böylece salt ‘hilomorfik’ ile salt ‘dualist’ nefs teorileri arasında sıkışıp kalan İslam psikolojisi ve din felsefesi için de üçüncü bir alternatif şık olarak belirir. Bu çalışmada, Molla Sadrâ’nın özgün bir perspektifle inşa ettiği tekâmülî nefs tasavvurunun geniş bir analizine yer verilecektir. Bu amaçla, ilk olarak nefsin mahiyeti ve bedenle ilişkisi sorunsalının düşünce tarihindeki yansımaları incelenecektir. Ardından, Sadra psikolojisinde nefsin tanımı, mahiyeti, bedenle ilişkisi ve varoluşsal tekâmülü, zihinsel bir insicam içerisinde ele alınacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|