Bu çalışmanın amacı gençlerin kişilik özellikleri ile yaşlılara karşı tutumları arasındaki ilişkide yaşam boyu öğrenme düzeyinin düzenleyici rolünü incelemektir. Araştırma tesadüfi örneklem metodu ile seçilen yaşları 17 ile 29 yaşları arasında 278 üniversite öğrencisi ile yapılmıştır. Ayrıca gençlerin yaşlılara dair tutumlarının, yaşa, cinsiyete, bir yaşlı kimse ile bir süre aynı evi paylaşmış olup olmamalarına göre değişip değişmediği incelenmiştir. Çalışmada, Yaşlılara Karşı Tutum Ölçeği, 5 Faktör Kişilik Özellikleri Ölçeği kısa formu ve Yaşam Boyu Öğrenme Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan t-testi analizleri sonucunda kadın ve erkekler arasında yaşlılığa ilişkin tutumlar açısından istatistiksel açıdan bir fark yoktur. Gençlerin bir dönem bir yaşlı yaşayıp yaşamama durumları yaşlılara ilişkin tutumlarında anlamlı bir fark yaratmamaktadır. Pearson korelasyon analizi sonucunda gençlerin yaşları ile yaşlılara dair tutumları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Gençlerin uyumluluk ve dışadönüklük kişilik özellikleri ile yaşlılara dair tutumları arasında pozitif yönlü istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yaşam boyu öğrenme düzeyinin bu ilişkileri düzenleyici rolü istatistiksel olarak anlamlıdır. Yapılan regresyon analizi sonucunda gençlerin nevrotiklik özellikleri ile yaşlılara dair tutumları arasında negatif yönlü istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yaşam boyu öğrenme düzeyinin bu ilişkiyi düzenleyici rolü istatistiksel olarak anlamlıdır. Araştırmanın güçlü yönleri, sınırlılıkları ve katkıları ilgili alan yazın ışığında tartışılmıştır.
The aim of this study is to study the regulatory role of lifelong learning in the relationship between the personality characteristics of young people and their attitudes towards the elderly. The study was conducted by 278 university students from 17 to 29 years of age with random sampling method. It also has been studied whether the attitudes of young people towards the elderly, age, gender, and whether they have shared the same home for a while with an elderly person, have changed or not. The study used the Attitude Measurement to the Elderly, the 5 Factor Personality Characteristics Measurement short form and the Lifelong Learning Measurement. According to the T-Test analysis, there is no statistical difference between women and men in terms of ageing attitudes. The young people who live in a period of age do not make a meaningful difference in their attitudes towards the elderly. The Pearson correlation analysis found no meaningful relationship between the age of young people and their attitudes towards the elderly. There has been a positive statistically meaningful relationship between the youth’s personality characteristics of conformity and outwardness and their attitudes towards the elderly. The regulatory role of these relationships of lifelong learning level is statistically meaningful. The regression analysis found a statistically significant link between the neurotic characteristics of young people and their attitudes towards the elderly. The regulatory role of the lifelong learning level in this relationship is statistically meaningful. The strengths, limitations and contributions of the research have been discussed in the light of the summer.
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|