Özet:

İnsanoğlu var olduğu sürece, göç olgusu da var olmaya devam edecektir. Tarihin başlangıcından günümüze kadar bu durum böyle gelmiş ve böyle devam edeceği öngörülmektedir. Özellikle, Sanayi Devrimi sonrası yaşanan ve ekonomik temelli olan kırsal göçler, tarımı ve kentleşmeyi doğrudan etkilemiş ve yeni birdünya düzenin de oluşmasına neden olmuştur. Ancak çok yönlü, nedenleri çevresel olduğu kadar ekonomik de olan yeni bir göç dalgasının yani iklim göçünün başladığı ve gelecekte de bu göçün derin etkiler bırakabileceği gerçeği, bilimsel olarak ortaya konulmaktdaır. İklim göçü, küresel bir olgu olup küresel ısınmanın bir sonucu olarak değerlendirilen, insan yaşamını doğrudan tehdit eden yeni ve etkin bir tür göç türüdür. Bu çalışmada, iklim göçünün tanımlanması, sınıflandırmada yerinin tam olarak ortaya konulması, nedenleri ve sonuçlarının özellikle kırsal ve tarımsal boyutu ile ele alınması amaçlanmaktdaır. Dünya Bankasının (DB) yapmış olduğu bir çalışmada, 2050 yılına kadar, küresel ölçekte 216 milyon kişinin iklim göçüne maruz kalacağı tahmin edilmektedir. Başlıbaşına bu verinin bile derin ve ürükütücü sonuçlarının olabileceğini göstermeketdir. Ancak önemli ölçüde, bu tür bir göçünün etkilerinin en aza indirilebileceği de insanlık ve bilim dünyası için bir başarı ve hayati öneme sahip olduğu gereçeğinden hareket edilerek çalışmanın ana hatları oluşturulmaktadır.

Anahtar Kelimeler: