Görüntüleme
10
İndirme
6
ILO İdare Konseyi’nin önerisi üzerine 1951 yılında kurulan Sendika Özgürlüğü Komitesi, 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri esas alarak, üye devletlerle ilgili şikayet anılarını incelemekte ve karara bağlamaktadır. SÖK, grev hakkını sendika özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmektedir. SÖK’ün grev hakkı ile ilgili kararlarında ön plana çıkan hususlardan bazıları şunlardır: - Tüm çalışanlar grev hakkına sahiptirler. - Grev hakkı ağır kriz hallerinde, temel hizmetlerde sınırlanabilir, hatta yasaklanabilir. - Grev yasağına girenlerin haklarını dengeleyebilmek için bağımsız ve tarafsız, tarafların güvenini sağlamış barışçıl kurumlardan yararlanılmalıdır. - Hükümetlere ulusal güvenlik ve genel sağlık nedeniyle yasal bir grevi askıya alma yetkisi sendika özgürlüğüne aykırı değildir. Ancak hükümetlerin bu iki kavramı objektif ve iyi niyet kuralları çerçevesinde kullanmaları gerekir. - Halkın bütününü ya da bir kısmının sağlığını veya güvenliğini yakından etkileyen temel hizmetler SÖK tarafından belirlenmiştir. Bunların dışında kalan hizmetlerde de grevin çok geniş bir alana yayılması ve aşırı biçimde uzaması şayet halkın zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeye ulaşmışsa greve müdahale edilebilir. Bu durumlarda da barışçıl organlardan yararlanılması gerekir.
The Committee on Freedom of Trade Unions, established in 1951 on the proposal of the ILO Executive Council, is based on the Treaties 87 and 98, examining and making decisions on complaints relating to Member States. The SOK acknowledges the right to strike as an integral part of trade union freedom. Some of the points in the decision on the right to strike of the SÖK are the following: - All employees have the right to strike. The right to strike may be restricted, or even prohibited, in serious crises, in basic services. To balance the rights of those entering the strike prohibition, independent and neutral, peaceful institutions that guarantee the confidence of the parties must be exploited. The power of governments to suspend a legal strike due to national security and general health is not contrary to the freedom of trade unions. But governments should use these two concepts in the framework of objective and goodwill rules. The basic services that closely affect the health or safety of the whole or part of the public are determined by the SÖK. In other services, the spread of the strike to a very broad scope and the extension of the strike, if it has reached a level that cannot meet the obligatory needs of the people, can be interfered. In these cases, peaceful bodies should be used.
Founded in 1951 on the proposal of the ILO Administrative Council, the Committee on Freedom of Association examines and concludes complaints about member states based on conventions 87 and 98. The CFA recognizes the right to strike as an integral part of trade union freedom. Some of the issues that come to the forefront in CFA’s decisions regarding the right to strike are as follows: - All employees have the right to strike. - The right to strike may be restricted or even banned concerning basic services in cases of severe crisis. - In order to balance the rights of strikers, independent, impartial and peaceful institutions should be utilized. - The authority of governments to suspend a legal strike for national security and general health reasons is not contrary to trade union freedom. However, governments should use these two concepts objectively and in good faith. - The basic services that closely affect the health or safety of the whole or a part of the public have been determined by the CFA. In services other than these, the spread of the strike to a very wide area and its excessive prolongation can be intervened if the necessities of the people cannot be met. In such cases, peaceful organs should be utilized.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
