İbn-i Haldun “Coğrafya kaderdir” der. Bu ifade bir anlamda muhit ve buna bağlı olarak söz konusu muhitteki coğrafi şartlarla birlikte sosyal, siyasi ve kültürel şartların insan hayatındaki etkin rolünü ifade eder. Sanatın konusu insan olduğuna göre, sanatsal çalışmaların da büyük ölçüde bu unsurlara bağlı olarak şekillenmesi kaçınılmazdır. Nitekim bu nedenledir ki bireysel yetenekler bir tarafa, benzer şartlarda ortaya çıkan sanatsal çalışmalarda benzer duyuş ve söylemlere rastlamak pek mümkündür Bilindiği üzere gerek Türk, gerekse Azerbaycan Klasik şiirinde daha çok tasvirî malzeme olmak üzere şairler tarafından zaman zaman kendisinden yararlanılmış unsurlardan birisi de tabiat olmuştur. Tabiat bu şiirlerde, bazen birer mazmunlar sözlüğü, bazen de münbit bir ilham kaynağı olarak meramı ifadede şaire önemli söyleyiş kolaylığı sağlamıştır. Tabiatın ve tabiat unsurlarının doğrudan doğruya pastoral amaca yönelik olarak şiire taşınması her iki sahada da çağdaş edebiyat süreci ile başlamıştır. Türk edebiyatında bu konunun öncüsü Abdülhak Hâmid Tarhan, Azerbaycan edebiyatında ise aralarında Hüseyin Cavid’in de bulunduğu romantikler olmuştur. Ancak Azerbaycan’da bu konuda Mehemmed Hadi ile birlikte Hüseyin Cavid’i diğer isimlerden ayıran husus “tabiattan mülhem felsefi duygular”dır ki bu tavrı ayırıcı bir nitelik olarak Hâmid’de de görürüz. Gerek Hâmid’in gerek Cavid’in pek çok şiirinde tabiat unsurları; ölüm, kader, ilahi adalet gibi kavramlar imgesel bir perspektifle irdelenirken kendisine sığınılmış bir kaynak niteliğindedir. Bu çalışmada, tabiatın idraki ve terennümü açılarından Abdülhak Hâmid Tarhan ve Hüseyin Cavid’in şiirleri, şiirlerdeki benzerlik ve farklılıklar, neden-sonuç ilişkisi içerisinde incelenecektir.
Ibn Haldun says “Geography is fate.” This expression represents the effective role of social, political and cultural conditions in human life, together with the geographical conditions in question and accordingly. Since the subject of art is man, it is inevitable that artwork is formed largely depending on these elements. In fact, this is the reason that individual abilities, on the one hand, can find similar senses and speeches in artwork that arise in similar conditions. As it is known, either Turkish or Azerbaijani Classical Poetry has been one of the elements used by the poets from time to time, which is more illustrative material. Nature in these poems, sometimes a mazmunes dictionary, sometimes a münbitic source of inspiration, has provided a significant ease of speech in the merami expression. The transition of nature and nature elements directly to the pastoral purpose to poetry in both fields began with the process of contemporary literature. In Turkish literature, the pioneer of this subject was Abdülhak Hamid Tarhan, and in Azerbaijani literature there were romantics including Hussein Cavid. But in Azerbaijan, the thing that distinguishes Hussein Cavid from other names in this regard with Mehemmed Hadi is the "philosophical feelings" that we see this attitude as a distinctive attitude in Hamid as well. In many poems of Nec Hamid and Cavid, the natural elements; the concepts such as death, fate, divine justice are in an image perspective, while a rescued source. In this study, the poems of Abdülhak Hamid Tarhan and Hussein Cavid from the idrological and thermological aspects of nature, the similarities and differences in the poems, will be studied within the cause-resultate relationship.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|