Niçin var olduğumuzun ya da ne için hayatta bulunduğumuzun mutlak bilgisine sahip değiliz. Dolayısıyla her insanın, yaşamınınaz bir anında hayatın anlamını, yaşamı ya da ölümü sorgulamış olması muhtemeldir. İnsan niçin yaşar? Ya da insan niçin intihar eder? Hayatın aniden sona ereceğini düşündüğümüz için mi hayatımızda bir anlam arıyoruz? Bu ve benzeri sorular 20. yüzyılın öne çıkan isimlerinden biri olan Albert Camus’nun de aklından geçmiş olacak ki intihar kavramına dikkat çekmiştir. Hayatın anlamını ve yaşanmaya değer olup olmadığı hakkında bir yargıya varmayı esas ve öncelikli felsefi problem olarak görmüştür. Camus insanın, yaşadığı dünyaya ve kendine yabancılaşmasıyla ortaya çıkan absürd durumu incelemiş ve buna tanrısal bir varlığa bağlanmayan bir tavırla yaklaşmıştır. Bu çalışmanın amacı Albert Camus felsefesi ışığında yaşama dair bir anlam arayışı, ölüm, intihar ve absürd kavramlarına odaklanmak olacaktır. Onun felsefi çatısı altında hayatın yaşanmaya değer bir olgu olup olmadığı, karamsarlığın, zorluğun, umutsuzluğun hatta acının hüküm sürdüğü bu dünyada yaşamın mutlak bir değer taşıyıp taşımadığı hususuna değinilmeye çalışılacaktır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|