Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 1
 Görüntüleme 26
 İndirme 4
HİNT VE YUNAN MİTOLOJİLERİNDE ANDROJENLİK
2019
Dergi:  
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bu çalışmanın amacı, toplumların mitolojileri ve kültürlerinde yaşanan toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşümünü ele almaktır. Mitoloji konulu bu çalışmanın temeli androjen özelliklere sahip Hint tanrısı Şiva olacaktır. Mitoloji'de androjenlik cinsiyetlerden önce yer-gök ve ışık-karanlık bütünselliğini zikreder, bu bütünsellik her şeyin birbiri ile daha yitirilmemiş bir holistik varoluşa işaret eder. Bu holistik yani bütüncül dünya anlayışında "hiyerarşi'ye kesinlikle yer yoktur, her şey kelimenin tam anlamıyla 'eşittir'. Hiç bir 'şeyin' diğer bir 'şeye' üstünlüğünü iddia etmediği bir "dünya düzeni": Bu egalitarizmin beraberinde getirdiği başka bir etkisi de bir anlamda iyi ve kötü'nün henüz ayrışmamış olmasıdır. Mitolojik anlamda bu "egalitarizm" anaerkiye tekabül etmektedir. Gelişen ataerkil din sistemleri ile beraber anaerki önemini gitgide yitirirken, mitolojilerde artık bu bütünlüğün ayrıştığını ve ayrışan bu parçalara belli değerlerin atfedildiği görülmektedir. Yer, karanlığa ve bir anlamda cehennemi barındıran kötü evrene ve ölüler dünyasına tekabül ederken, gök aydınlığa ve cennete ve eril olan tek tanrıya tekabül ettiğini görürüz. İşin gender (cinsiyet) açısından önemi gayet aşikardır: Yer, yani toprak, dişi ile ilişkilendirilirken göğün erkek ile ilişkilendirildiğini görebilmek mümkündür. Ancak bu ayrışmanın beraberinde kültür tarihi açısından son derece sancılı etkileri beraberinde getirdiği söylenebilir: İnsanlık artık ötekileştirdiği her şeyi yer, karanlık ve cehennem ile aynı kefeye koyarken (inferiority), kendinden gördüğü her şeyi putlaştırıp yükseltme (superiority) eğilimini edinerek bütün savaşlara ve felaketlere sebebiyet veren alışkanlıkları edinerek tarihte kanlı sayfalar açmıştır: Savaşlar, ırkçılık, katliamlar hep bu ˈayrışma'nın devamı olarak görülebilir. Bu dualizmin mitolojide bir anlamda androjen tanrılar veya varlıklar sayesinde aşıldığını görmek mümkündür. Androjenlik bu bağlamda erkek (andros) ve kadın (gyn)'nin biraradalığı değil, bütün bu ayrışan ve iki cinsiyetin temsil ettiği sembolik düzlemdeki özellikler bir araya gelerek kültürel bir ütopya oluşturduğunu söylemek mümkün olabilmektedir.

Anahtar Kelimeler:

HİNT VE YUNAN MİTOLOJİLERİNDE ANDROJENLİK
2019
Yazar:  
Özet:

The aim of this study is to address the transformation of social gender roles in the mythologies and cultures of societies. The basis of this study on the subject of mythology will be the Indian god Shiva with androgenic properties. In mythology, androgenicity refers to the integrity of earth-heaven and light-dark before the gender, this integrity indicates a holistic existence of everything that is not lost with one another. In this holistic, i.e. comprehensive world sense, there is absolutely no place for “highness”, everything is literally “equal” in the word. A “world order” in which no “thing” claims the superiority of another “thing”: another effect that this egalitarianism brings with it is that, in a sense, the good and the bad are not yet separated. In the mythological sense, this “egalitarianism” corresponds to anarchy. While the evolving patriarchal religious systems are increasingly losing their anaerical importance, it is now seen in the mythologies that this integrity is divided and certain values are attributed to these divided parts. While the earth corresponds to the darkness and in a sense to the evil universe and the world of the dead, we see that heaven corresponds to the light and to heaven and to the only God that is glorified. The importance of the matter in terms of gender (gender) is quite clear: it is possible to see that the earth, i.e. the earth, is associated with the female while the sky is associated with the man. But it can be said that this separation has brought with it extremely punitive effects from the point of view of the cultural history: the humanity now puts everything that it is self-sufficient in the same place as the earth, the darkness and the hell (inferiority), and it has opened bloodshed pages in history by acquiring the habits that cause all wars and catastrophes, by obtaining the tendency to worship and elevate (superiority) everything it sees from itself: wars, racism, massacres can always be seen as the continuation of this conflict. It is possible to see that this dualism in mythology is in a sense overwhelmed thanks to androgenic gods or beings. Androgenicity in this context can be said that it is not the combination of men (andros) and women (gyn), but that all the characteristics of this separating and the symbolic level represented by the two sexes are gathered together and formed a cultural utopia.

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 224
Atıf : 317
2023 Impact/Etki : 0.036
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi