AMAÇ: Kliniğimizde yatan aspirasyon pnömonisi olgularını demografik özellikler, klinik bulgular ve laboratuvar bulguları açısından değerlendirmeyi amaçladık. YÖNTEMLER: Kliniğimizde 2002-2008 yılları arasında aspirasyon pnömonisi tanısı ile yatan olguların dosyaları retrospektif olarak incelendi. BULGULAR: Yaş ortalaması 60,65±25,14 olan aspirasyon pnömonisi tanılı 31 olgunun, 17’si (%54,8) erkek, 14’ü (%45,2) kadın idi. Hastaların 22’si (%71,0) evinden, 6’sı (%19,4) hastaneye başka klinikten ve 3’ü (%9,6) huzurevinden yatırılmıştı. En sık semptom dispne (%93,5) olup, onu sırasıyla balgam (%83,9), öksürük (%67,7) ve ateş (%58,1) izliyordu. Aspirasyona olası zemin olarak 17 (%45,2) hastada nörolojik sorunlar görülmüş 9 (%29,0) hastada ise predispozan durum saptanmamıştı. Hastaların 8’inde (%25,8) aspirasyona tanık olunmuştu. Akciğer grafilerinde hastaların %48,4’ünde iki taraflı tutulum olup, tek taraflı lezyonu olan hastaların büyük kısmında (%81,2) sağ akciğerde infiltrasyon mevcuttu. Lökositoz (>10000/mm3) 20 hastada, hipoksemi (PaO2<60 mmHg) 18 hastada görülmüşken hipotansiyon (TA <90/60 mmHg) 5 hastada mevcuttu. Hastaların 16’sı (%51,6) klinikten taburcu olmuş, 9’u yoğun bakım ünitesine (YBÜ) devredilmiş ve 6’sı ise hayatını kaybetmişti. Taburcu olanlar ile karşılaştırıldığında hipotansiyon varlığı ölen/YBÜ’ye devredilen hastalarda anlamlı düzeyde yüksek bulundu (%0 ve %33,3 p=0,018). Taburcu olanlarda PaO2 daha yüksek, üre daha düşük bulunmuşsa da fark anlamlı değildi (p>0,05). SONUÇ: Nörolojik problemlerin varlığında aspirasyon açısından dikkatli olunmalı ve pnömoni gelişmesi durumunda hipoksemi, üre yüksekliği ve özellikle de hipotansiyonu olan hastalarda olumsuz seyir olasılığının yüksek olduğu hatırlanmalıdır.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|