Küresel çevrede meydana gelen gelişmeler ve ulusal düzeyde ortaya çıkan afet kaynaklı sorunlar neticesinde Türkiye’deki afet yönetimi anlayışının değiştirilmesi gereği hasıl olmuş ve sistem, sorunlara etkili cevap verebilmek için risk odaklı yaklaşım ekseninde yeniden yapılandırılmıştır. Bu noktada 1999 yılında yaşanan depremler, yeniden yapılandırma sürecinin itici gücünü oluşturmuştur. Deprem sonucunda oluşan olumsuzluklar o dönem itibariyle mevcut olan afet yönetimi anlayışındaki sorunların belirlenmesini sağlamış, hatta o döneme kadar var olan kriz odaklı politikaların yanlışlığı vahim sonuçlarla ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada AFAD’ın kuruluşu ve afet politikaların oluşumu süreç modeli çerçevesinde analiz edilmiştir. Bu çerçevede ilk aşama, problemin tanımlanması ve AFAD kanununun gündeme gelmesi iken izleyen aşamalar; AFAD politikalarının formüle edilmesi, kanunlaştırılması (2902 sayılı AFAD kanunu), kanunun uygulanması ve sürecin değerlendirilmesidir. Analiz sonuçları, AFAD’ın kurulması ile Türkiye’de risk odaklı yaklaşımın afet politikalarına yansıtıldığını, oluşturulan yeni kurumsal yapıda, risk yönetimin ağırlık kazandığını, üretilen politikaların bu kapsamda geliştiğini gözler önüne sermektedir. Özellikle bu değişim eski sistemdeki yönetim karmaşıklığını çözmek adına etkin bir politika olarak değerlendirilebilir. Bu yeni süreçte, afet politikalarında bütünleşik afet yönetimi unsurlarının varlığı da görülmektedir. Ortaya konulan politikalar noktasında önemli bir gelişme de afet politikalarının toplumun tüm unsurlarını içermesi; alınan kararlarda ve uygulama sürecinde çok aktörlü bir anlayışın benimsenmesidir. Bununla birlikte, AFAD’ın kurulması önemli ve başarlı bir gelişme olsa da mevzuat ve kaynak bakımından yetersizlikler birtakım sorunların devamına sebep olmaktadır.
Küresel çevrede meydana gelen gelişmeler ve ulusal düzeyde ortaya çıkan afet kaynaklı sorunlar neticesinde Türkiye’deki afet yönetimi anlayışının değiştirilmesi gereği hasıl olmuş ve sistem, sorunlara etkili cevap verebilmek için risk odaklı yaklaşım ekseninde yeniden yapılandırılmıştır. Bu noktada 1999 yılında yaşanan depremler, yeniden yapılandırma sürecinin itici gücünü oluşturmuştur. Deprem sonucunda oluşan olumsuzluklar o dönem itibariyle mevcut olan afet yönetimi anlayışındaki sorunların belirlenmesini sağlamış, hatta o döneme kadar var olan kriz odaklı politikaların yanlışlığı vahim sonuçlarla ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada AFAD’ın kuruluşu ve afet politikaların oluşumu süreç modeli çerçevesinde analiz edilmiştir. Bu çerçevede ilk aşama, problemin tanımlanması ve AFAD kanununun gündeme gelmesi iken izleyen aşamalar; AFAD politikalarının formüle edilmesi, kanunlaştırılması (2902 sayılı AFAD kanunu), kanunun uygulanması ve sürecin değerlendirilmesidir. Analiz sonuçları, AFAD’ın kurulması ile Türkiye’de risk odaklı yaklaşımın afet politikalarına yansıtıldığını, oluşturulan yeni kurumsal yapıda, risk yönetimin ağırlık kazandığını, üretilen politikaların bu kapsamda geliştiğini gözler önüne sermektedir. Özellikle bu değişim eski sistemdeki yönetim karmaşıklığını çözmek adına etkin bir politika olarak değerlendirilebilir. Bu yeni süreçte, afet politikalarında bütünleşik afet yönetimi unsurlarının varlığı da görülmektedir. Ortaya konulan politikalar noktasında önemli bir gelişme de afet politikalarının toplumun tüm unsurlarını içermesi; alınan kararlarda ve uygulama sürecinde çok aktörlü bir anlayışın benimsenmesidir. Bununla birlikte, AFAD’ın kurulması önemli ve başarlı bir gelişme olsa da mevzuat ve kaynak bakımından yetersizlikler birtakım sorunların devamına sebep olmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|