Kutsal kavramı, bir değer olarak insanoğlunun ilk yaratılış hikâyesinden beri hep var olmuştur. Kutsal, gelenek ya da inanç vasıtasıyla nesilden nesile aktarılır. Kutsal olan şeylerin geleneğin inançla birleştiği durumlarda, belli değerler çerçevesinde yüzyıllardır manevi boyut kazandığı görülür. Mabetler, ilkel toplumlardan semavi dinlere kadar hemen hemen her kültürden insanın hayatında, amacına uygun olarak inşa edilen kutsal mekânlardır. Ayasofya da ilk inşa edildiği zamandan itibaren farklı kültürler tarafından kutsal bir mekân olarak kabul edilmiştir. Ayasofya, kutsal olanın sanatsalla bütünleştiği, İstanbul’un görünümüne de damgasını vuran en eski mabetlerdendir. Edebi eserlerde de sıklıkla yer alan Ayasofya hakkında Nabi’nin de bir gazeli vardır. Nabi gazelinde Ayasofya’yı Müslümanların toplandığı, arındığı manevi iklime sahip bir mekân olarak anlatır. Nabi Ayasofya redifli gazelinde Ayasofya’ya ait manevi havanın herkes tarafından anlaşılması için sanatlı anlatımdan uzak durmuştur. Nabi gazelindeki beyitleriyle yüzyıllar öncesinden bugüne Ayasofya’nın hep bir ‘değer’ olarak var olacağına adeta projeksiyon tutar.
Alan : Filoloji
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|