Her sanatçı ürettiği eserinde kişiliğinin ve yaratıcılığının derinliklerinde bulunan birçok imgeyi kullanabilmektedir. Sanatçının bilerek ya da hayal gücünün verdiği yetkinlikle bilinçaltına gönderdiği biçimleri ortaya çıkarma isteği ve bu imgeleri kullanmaya ihtiyaç duymasının birtakım sebepleri olabilmektedir. Sık sık kullanılan bu biçemler sanatçıların odak noktasını tespit etmede bizlere olanak tanımaktadır. Egon Schiele’nin eserlerinde en çok kullandığı imgenin kendisi olduğunu, yapmış olduğu yüzü aşkın otoportreden anlamaktayız. Sansasyonel sanat yaşamı ve eserleriyle eleştirmenlerin odak noktası olan Schiele portreleriyle her zaman tanınmıştır. Ancak sanatçının antropomorfist anlayışta betimlediği manzaraları, kent ve kasaba resimleri onu hem simgeci anlayıştan hem de ekspresyonist düşünceden ayırmıştır. Schiele’nin manzara resimlerinde öykünmeci bir kurguyu ya da doğanın kopyasını sunan bir düzenlemeyi göremeyiz. Sanatçı doğaya, evlere, sokaklara insansı nitelikler katarak ve yeniden yorumlayarak izleyiciye sunar. Bu çalışmanın amacı Schiele’nin antropomorfist manzara resimlerini biçimsel sanat eleştirisi yöntemiyle incelemek ve sanatçının portrelerinde benimsediği sanat üslubunu, manzara resimlerinde de farklı bir boyuta taşıyarak izleyiciye sunduğunu göstermektir.
Her sanatçı ürettiği eserinde kişiliğinin ve yaratıcılığının derinliklerinde bulunan birçok imgeyi kullanabilmektedir. Sanatçının bilerek ya da hayal gücünün verdiği yetkinlikle bilinçaltına gönderdiği biçimleri ortaya çıkarma isteği ve bu imgeleri kullanmaya ihtiyaç duymasının birtakım sebepleri olabilmektedir. Sık sık kullanılan bu biçemler sanatçıların odak noktasını tespit etmede bizlere olanak tanımaktadır. Egon Schiele’nin eserlerinde en çok kullandığı imgenin kendisi olduğunu, yapmış olduğu yüzü aşkın otoportreden anlamaktayız. Sansasyonel sanat yaşamı ve eserleriyle eleştirmenlerin odak noktası olan Schiele portreleriyle her zaman tanınmıştır. Ancak sanatçının antropomorfist anlayışta betimlediği manzaraları, kent ve kasaba resimleri onu hem simgeci anlayıştan hem de ekspresyonist düşünceden ayırmıştır. Schiele’nin manzara resimlerinde öykünmeci bir kurguyu ya da doğanın kopyasını sunan bir düzenlemeyi göremeyiz. Sanatçı doğaya, evlere, sokaklara insansı nitelikler katarak ve yeniden yorumlayarak izleyiciye sunar. Bu çalışmanın amacı Schiele’nin antropomorfist manzara resimlerini biçimsel sanat eleştirisi yöntemiyle incelemek ve sanatçının portrelerinde benimsediği sanat üslubunu, manzara resimlerinde de farklı bir boyuta taşıyarak izleyiciye sunduğunu göstermektir.
Each artist can use many images in the depths of his personality and creativity in his work. The desire to reveal the forms that the artist consciously or with the capacity given by his imagination to subconsciousness and the need to use these images may be a number of reasons. These often used forms enable us to identify the focus points of the artists. We understand that Egon Schiele’s work is the image that he most uses, the face he has made from the autoportrait of love. She has always been known for her sensational art life and her works with Schiele’s portraits, which are the focus of critics. But the sights the artist depicts in anthropomorphist sense, the pictures of the city and town have distinguished him from both the symbolic sense and the expressionist thought. We don’t see in Schiele’s landscapes a narrative or an editing that offers a copy of nature. The artist offers the audience by adding and reinterpreting human qualities to nature, houses, streets. The aim of this study is to study Schiele’s anthropomorphist landscape paintings through the method of formal art criticism and to show the artist’s art style adopted in his portraits, by bringing them to a different dimension in the landscape paintings.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|