Amaç: Willis poligonu anterior sistem anevrizmalarının cerrahi sonuçlarının değerlendirilmesi. Yöntem ve Gereçler: Mart 2015-Aralık 2016 arasında intrakranyal anevrizma nedeniyle kliniğimizde ardı ardına 38 hasta ameliyat edildi. On beş kadın ve 23 erkek hastanın yaş ortalaması 47 (aralığı: 17-78) idi. Otuz beş hastada subaraknoid kanama (SAK) vardı ve bunların %54,2’si (n=19) ilk 24 saatte ameliyata alındı. Hastalar aynı cerrah tarafından silviyan diseksiyon yöntemi kullanılarak opere edildi. Çalışmamız klinik kayıt ve radyolojik görüntü arşivleri kullanılarak retrospektif olarak gerçekleştirildi. Bulgular: En fazla anterior komminikan arter anevrizması görüldü (44.8%). Sonra sırasıyla middle serebral arter (31.6 %), posterior komunikan arter (13.2 %), internal serebral arter (7.8%) ve distal anterior serebral arter (2.6%) anevrizması vardı. Anevrizma yeri ve ortalama görülme yaşı arasında anlamlı farklılık vardı (p=0.009). Tüm hastalar ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesinde takip edildiler. Vazospazm %26.3 oranında görüldü. SAK olan hastalarda vazospazm anlamlı derecede fazlaydı (p=0.003). Hastaneden çıkarken SAK olan 17 hasta ve kanamamış 3 hastanın nörolojik muayeneleri normaldi. Dört hasta minimal nörolojik defisitle, 2 hasta ise ağır nörolojik defisitle taburcu edildi. SAH WFNS (World Federation of Neurosurgical Societies) grade 4-5 olan sekiz hasta, grade 3 olan 2 hasta ve grade 1-2 olan 2 hasta kaybedildi. Ameliyat öncesi Glasgow koma skalası skoru düşük olması ve SAH WFNS grade yüksek olması ölen hastalar için belirleyici oldu. Sonuç: Anevrizma tedavisinde endovasküler tekniklerin gelişmesine rağmen anterior sistem anevrizmalarında cerrahi ile klipsleme hala önemini korumaktadır. Öncelikli tedavi anevrizmanın kapatılmasıdır. Erken cerrahi ile morbidite ve mortalitenin azaldığı bilinmektedir.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|