Güzel ve etkili konuşma yollarını öğreten belâgatin Türk edebiyatındaki en olgun örnekleri Tanzimat’tan sonra görülür. Hem toplumsal hem kültürel anlamda yenilikler devri olan Tanzimat’la birlikte, açılan yeni okullarda Arapça kitaplar yerine Türkçe kitaplar okutulmaya başlanır. Edebiyatta da bu yeni anlayışın izleri büyük ölçüde hissedilir ve eski belâgat anlayışı değişmeye başlar. Genel olarak edebiyatın pek çok alanında olduğu gibi, belâgat sahasında da Batılı müellifleri takip etme yoluna gidilir. İşte Süleyman Paşa Mebâni’l-İnşâ ile bu yolda ilk adımı atan Türk müellifidir. Ardından Münif Paşa, İlm-i Belâgat-La Rhétorique adlı eseriyle Batı retoriğini, Türk edebiyatı nazariyesine uygulamaya çalışır. Bu makalede, Türk edebiyatı nazariyat çalışmaları arasında Batılı kaynaklardan yararlanan ilk eserler olması sebebiyle İlm-i Belâgat-La Rhétorique ve Mebâni’l-İnşâ adlı eserler karşılaştırılacak ve hemen hemen aynı dönemin ürünleri olan bu iki kitabın benzer ve farklı yönleri ele alınacaktır. Konuların tasnifi, muhteva, örnek metinler vb. konularda yapılacak olan karşılaştırmalarla Türk edebiyatında belâgat anlayışının ne ölçüde bir değişim yaşadığı gösterilmeye çalışılacaktır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|