Felsefe araştırmalarında gerek Spinoza’yı ve gerekse Berkeley’i sıklıkla Descartes, Leibniz, Locke, Hume ve benzeri düşünürlerle uyum veya karşıtlık içinde düşünme eğilimine rastlanır. Bu isimlerin neredeyse hepsinin aynı dönemin kavramları ışığında bir söylem geliştirdikleri dikkate alındığında, birlikte-düşünülmelerinin haklılığı şüphesiz tartışılamazdır. Literatürdeki karşılaştırmalarda özel olarak Spinoza ile Berkeley’i birlikte-düşünmeye daha az eğilinmesi, en yalın ifadeyle, düşündürücüdür. Oysa modern dönemde felsefenin istikametinin belirlenmesini motive eden “gerilim”i en yüksek düzeyde dert edinmiş olan bu iki düşünürün birlikte-değerlendirilmesi, sorunu esası itibariyle kavramak bakımından elzem görünmektedir. Gerilimi doğuran sorun, özelde felsefe ve din kavşağında ‘nasıl ya da hangi ilkelere göre yaşamak gerektiği’ konusunda yürünebilir bir yol açma çabasında esasen gizlidir. Bu makalede modern dönemde genel olarak din, bilim ve felsefe kavşağında yaşanan krize (en) kritik felsefi müdahalelerin Spinoza ve Berkeley’in verdiği ‘mevzi savaşı’nda yapıldığı ileri sürülmektedir. Bunun için öncelikle modern dönemde, özellikle 16. ve 17. yüzyılda üzerine düşünülen ve aynı zamanda düşünmenin kendisini belirleyen kavramlar ışığında ‘Spinoza’nın manevrası’nda derinleşmeye çalışacağım: Buradaki müdahale Spinoza’nın Deus, sive Natura ifadesiyle ‘Extensio’ (Yayılım) kavramı özelinde gerçekleşen bir ‘dönüşüm’ün formülasyonudur. İkinci olarak, mevcut söz dağarcığı ufkuyla, Berkeley’in esse est percipi formülasyonunda ‘Madde’ kavramı özelinde ide’yi şey’leştirmek suretiyle yaptığı kritik felsefi müdahaleyi ortaya koymaya çalışacağım. Ve son olarak, dönemin krizi karşısında şekillenmiş olan bu iki kritik müdahalenin gerekçelerini ya da motivasyonlarını belirleyen genel olarak din, bilim ve felsefe arasındaki gerilimli ilişki bağlamını metin içerisinde kurmayı deneyeceğim.
In philosophical research, either Spinoza and, if necessary, Berkeley often tend to think in harmony or contradiction with Descartes, Leibniz, Locke, Hume and others. Considering that almost all of these names have developed a speech in the light of the concepts of the same period, the righteousness of their co-thoughts is undoubtedly untold. In literature comparisons, Spinoza and Berkeley are less inclined to think together, in the simplest way, it is thoughtful. However, the co-evaluation of these two thinkers, who have worried at the highest level of the "tension" that motivates the determination of the stability of philosophy in the modern era, appears to be essential in terms of understanding the problem in essence. The problem that generates tensions is essentially hidden in the attempt to lead a pathway,
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|