Halk anlatıları, ait oldukları toplumların kültürel kodlarını bünyesinde barındıran türlerdir. İlk olarak mit; daha sonraları ise sırasıyla efsane, masal, destan, menkıbe, halk hikâyesi, memorat ve fıkra olarak ortaya çıkan halk anlatıları üzerine ülkemizde birçok çalışma yapılmıştır ancak bu çalışmaların büyük bölümü metin merkezli çalışmalar olmuştur. Halk anlatılarını doğru bir şekilde anlayabilmek, yorumlayabilmek ve tahlil edebilmek için bu ürünlere bağlam merkezli yaklaşmak gerekmektedir. Bu sayede, halk anlatıları özelinden hareketle sosyal bilimlerin temel gayesi olan “insanı ve insanın ortaya koyduklarını analiz ederek geleceği kurgulama” hedefine ulaşılabilecektir. Dünya üzerinde hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. İçinde bulunduğumuz şu an bile bir saniye sonra yerini başka bir “an”a bırakmaktadır. Bu bilgiden hareketle halkın ortaya koyduğu edebî ürünlerden biri olan halk hikâyeleri de dünya üzerindeki her şey gibi zaman ve zemin değiştikçe; yani bağlam değiştikçe –ki bağlamın değişmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz- değişimin hızına göre kendini farklı kılıklar içerisinde bulacaktır. Bu değişimin gözlenmesi ve analiz edilmesi de gelecekte ortaya çıkacak olan yeni türlerle ilgili bizlere öncü bilgiler verecek ve “geleceği kurgulamamıza” bir nebze de olsa yardımcı olacaktır. Pertev Naili Boratav tarafından “destandan romana geçiş ürünü” olarak nitelendirilen halk hikâyeleri, Anadolu’da destan anlatma geleneğinin zayıflamasıyla ortaya çıkan anlatılardır. Zaman ilerledikçe değişen bağlamlar neticesinde, klasik anlamdaki halk hikâyeleri de bu değişikliklerden etkilenerek farklı yapılar içerisine girmiştir. Bu çalışmada, Âşık İsmetî ile Kapı Güzeli adlı bir halk hikâyesinden hareketle halk hikâyelerinin geçirdiği değişimler ve dönüşümler tespit ve tahlil edilmeye çalışılmıştır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|