18 Nisan 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi’nde lafzı geçen gönderen devlet mefhumu, esasen Osmanlı Devleti’nde karşılıklı diplomasi dönemi; kabul eden devlet mefhumu ise karşılıksız diplomasi dönemi için anlam kazanmaktadır. Fransız İhtilali’nden sonra uluslararası sistemdeki dengelerin değişmesi, Şark Meselesi kavramının ortaya çıkması, buna bir cevap olarak Osmanlı Devleti’nin denge siyasetine geçmesi, Osmanlı Devleti’ni karşılıklı diplomasiye geçmeye sevk etmiştir. Osmanlı Devleti’nin Yusuf Agah Efendi’yi Londra’ya ilk ikamet elçisi olarak göndermesiyle birlikte, modern uluslararası hukuk anlamında gönderen devlet konumu başlamıştır. İlk ikamet elçisinin gönderilme usulüne dair konulardaki tecrübesizlik nedeniyle, Osmanlı’nın o dönemki İngiltere büyükelçisi Lord Ainslie ile Mehmet Raşit Efendi bir görüşme gerçekleştirmiştir. Söz konusu görüşmeden hareketle, aslında ilk ikamet elçisi ve sonrasında da Avrupa’nın diplomatik usulünden faydalanılması var olan diplomatik kaidelerle uyum çabasının tezahürüdür. Çalışmadan çıkarılan genel sonuç ise, gönderen devlet konumunda Osmanlı’da diplomatik temsilin gerek sınıflandırılmasında gerek yararlandığı muafiyet ve ayrıcalıklarda ve daha birçok başlıkta günümüz diplomasi prensipleriyle büyük oranda benzerlik gösterdiğinin tespitidir.
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|