Farklısosyal ve kültürel özelliklere sahip grupların, kentsel yaşam kurallarıçerçevesinde yaşamlarınısürdürdükleri yer olarak tanımlanabilecek olan kent, kırsal kesimde hızlınüfus artışı, tarım alanlarının bölünmesi, tarım alanlarında makineleşme, kentlerde işimkanlarının artması, kentsel yaşamın sosyal ve kültürel açıdan daha cazip hale gelmesi gibi nedenlerle kırsal kesimlerden veya yaşam standartlarıbakımından daha düşük imkanlara sahip yerleşim yerlerinden göç eden insanların yerleşmeleriyle birlikte, fiziksel ve sosyal dokularında bazıdeğişimlere uğramakta ve bu değişim aynızamanda bu kentlerde bir çok problemi de beraberinde getirmektedir. Göç alan kentlerde ortaya çıkan sorunlar arasında; göç sonucu kente gelenlerin daha çok herhangi bir mesleğe mensup olmayan insanlardan olmasıonların kentlerde işbulmalarınızorlaştırmakta veya daha düşük gelirli ve kötü şartlarda çalışmalarına neden olmaktadır. Yine ayrıca hızlıgöç nedeniyle kentteki yapılaşmanın ihtiyacıkarşılayamamasıgecekondu sorununu da beraberinde getirmektedir. Bunlara ilaveten, kentlerdeki altyapı, ulaşım ve çevre sorunları, bölgelerarasıyatırımlarda, kentleşme oranlarında ve nüfus yoğunluklarında eşitsizlik, kente göç edenlerin kentle bütünleşememe gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. özellikle metropol kentlerde ortaya çıkan hırsızlık, kapkaççılık gibi suçların artmasıda kentlerde ortaya çıkan sorunlar arasında sayılabilir. Türkiye’de; 1950’lerle birlikte ortaya çıkan sanayileşme süreci ve buna paralel olarak tarımdaki hızlımakineleşme, yine kırsal kesimde toprak-nüfus dengesinin değişmesi, işsizlik, gelir yetersizliği, kentlerin olanaklarından yararlanma isteği gibi nedenler, göçlerin nedenleri arasındadır. Göçler, genel olarak geri kalmışbölge ve kentlerden daha gelişmişbölge ve kentlere doğru yaşanmaktadır. 1980’li yıllarda ise göç nedenleri arasına terör de eklenmiştir. Bu tarihten sonraki göçler, kırdan kente değil de kentlerden kentlere doğru ağırlık kazanmaya başlamıştır. Teröre ilaveten, Güneydoğu Anadolu Projesi GAP kapsamında yapılan barajlar da göçü tetiklemiştir. Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi kentler, “zorunlu göç”lerin yaşanmasıyla birlikte, nüfuslarında ciddi anlamda artışolan kentler arasında sayılabilir. Sanayileşmeyle birlikte başlayan söz konusu göç hareketleri, kentlerin oluşmasına ve kentlerde olumlu veya olumsuz birtakım etkilerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Kırsal kesimden kente göç eden bireylere yardımcıolan hemşehri dernekleri, göç edenler için önemli bir yere sahiptir. Hemşehri dernekleri, hemşehrilik bilincinin ve hemşehri dayanışmasının oluşmasında etkili bir kurumdur. Bu çalışmada hemşehri derneklerinin, kentlileşme ve hemşehrilik bilinci üzerinde etkisinin olup olmadığıyapılan anket çalışmasıyla ortaya konulmuştur. Bu bağlamda önce yapılan teorik araştırmalarda, Türkiye’de kentleşme sürecine bakılarak kentleşmenin nedenleri, sonuçlarıve ortaya çıkardığısorunlar irdelenmiş, daha sonra da kentleşmeyle birlikte kentlerde dayanışma ve yardımlaşma amacıyla kurulan hemşehri dernekleri ve hemşehri derneklerinin kentlileşme ve hemşehrilik bilinci üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|