Anadolu coğrafyası jeopolitik konumu sebebiyle çok sayıda topluma ev sahipliği yapmış olmasına rağmen yalnızca Türk milletine ebedi vatan olmuştur. Bunu anlayabilmek için herhalde yerleşim yerlerinin adlandırılmasına bakmak yeterli olacaktır. Selçuklu fütuhatıyla birlikte Anadolu’nun kıyı bölgeleri hariç hemen her bölgede yer adları Türkçeleşmişti. Moğolların Anadolu’ya hâkim olmaya başlamasıyla yer adlarının Türkçe ifade edilişi de yoğunluk kazanmıştır. Moğol istilasıyla Anadolu’ya gelen kalabalık Türk ve Moğol kitleleri sahil bölgeleri de dâhil olmak üzere yer adlarında tam manasıyla bir Türk kimliğinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Moğol kabilelerinin Anadolu’da Müslüman oluşu bu kültürel dönüşümü daha da hızlandırmıştır. Bu istilanın Yakındoğu ve Anadolu üzerindeki demografik etkileri kültürel sonuçlarını da beraberinde getirmiştir. Neticede Moğolca isimler dahi yerlerini Türkçeye bırakmıştır. İlhanlılar açısından siyasi, askeri, sosyal ve iktisadi manada önem arz eden Van Gölü Havzası’nda yer alan yerleşim yerlerinin adlandırılmasında da bu dönemin hatıralarını görmek mümkündür. Bu bağlamda Anadolu’nun kapısı olduğu gibi aynı zamanda onu farklı coğrafyalara bağlayan Van Gölü Havzası, geçiş güzergâhı olması hasebiyle özellikle önce Türk fütuhatı ardından Moğol istilasıyla sözü edilen toponomik değişimi ziyadesiyle yaşayan bölgelerin başında gelmektedir. Yöre, evvela Celaleddin Harezmşah ile birlikte gelen ve O’nun ölümünden sonra bölgeye dağılan Kıpçak ve Kanglı grupları¬nın, daha sonra Moğol ordularından kaçan veya bu orduların bizzat içerisinde bulunan birtakım Türk ve Moğol birliklerinin iskânına sahne olmuştur. Bölgede yurt tutmuş olan bu Türk-Moğol boy ve oymaklarını yöredeki yerleşim yerlerinin adlandırılmasında tespit edilebilmektedir. Bu yer isimlerinin pek çoğu hala yöre halkı arasında kullanıldığı gibi resmi kayıtlarda da yakın zamana kadar varlığını korumaktaydı.
Although the Anatolian geography has hosted many societies due to its geopolitical location, it has only been an eternal homeland for the Turkish people. To understand this, it will probably be enough to look at the names of the settlements. With Selçuklu fituhat, almost every region except the coastal areas of Anatolia was Turkish. As the Mongols began to rule over Anadolu, the Turkish expression of the land names also gained intensity. The crowds of Turkish and Mongol masses arriving in Anadolu with the Mongol invasion have made it possible to reveal a Turkish identity in the land names, including coastal areas. The formation of Muslims in the Mongolian tribes in Anadolu has accelerated this cultural transformation. The demographic impacts of this invasion on the East and Anadolu have also brought cultural consequences. Finally, the Mongol names left their places to Turkey. It is also possible to see the memories of this period in the name of the settlements located in the Van Lake Basin, which is of political, military, social and economic importance from the point of view of the gods. In this context, as it is the door of Anadolu, the Van Lake Basin, which also connects it to different geographies, comes to the forefront of the areas that live with the toponomic change mentioned in the first part of the Turkish flight and then in the aftermath of the Mongol invasion. The place was the scene of the squad of the Kıpçak and Kangli groups who came with Celaleddin Harezmshah and dispersed to the area after his death, and a number of Turkish and Mongol troops who later fled from the Mongol armies or were in their own armies. This Turkish-Mongol boy and mountains that have been held in the area can be identified in the name of the settlements in the area. Many of the names of this place were still used among the local people, as well as in the official records, it was preserved until recently.
Alan : Eğitim Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|