Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 1
 Görüntüleme 40
 İndirme 1
Hegel’in ‘List der Vernunft’ Kavramının Stoacı ‘Providentia’ ile Gözden Geçirilmesi
2021
Dergi:  
Hitit İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Stoacılık, felsefe tarihinde metafizik ve etik alanında oldukça etkili olmuş bir düşünce okuludur. Metafizik görüşleri açısından şunlar söylenebilir: Tüm evren, etkin ve edilgen olarak iki ayrı ilkeden oluşmuştur. Edilgen olan ilke madde etkin olan ilke ise evrende içkin Tanrı’dır. Fakat her iki ilke arasında mutlak bir ayrım olduğu söylenemez. Çünkü Tanrı, aslında evrenle bütünleşik, onu kaplayan bir organizma olarak tasavvur edilmiştir. Kendinde iyi olarak Tanrı, evreni de iyiliğe ve amaçlılığa göre mevcuda getirmiştir. O nedenle evrenin tüm unsurları, tüm mevcudat birbirlerine tanrısal olarak bağlanmışlardır. Dolayısıyla Stoa ekolü, tüm evreni kaplayan tanrısal bir gücün, bir tanrısal aklın varlığını savunmuşlardır. Etik görüşleri ise yine bu çerçevede değerlendirilmelidir. Doğaya uygun yaşama prensibi, Tanrı’yla hemâhenk ve muvafık olma amacına göre düzenlenmiştir. Çünkü evrendeki teleolojik sistem içerisinde insan da bu amaçlılığı taşımaktadır. Bu nedenle insan, kendisini, ayrılamayacağı bütünün bir parçası olarak görüp, davranışlarını buna göre tanzim etmelidir. Bu noktada doğaya uygun yaşama prensibi, olayları tanrısal öngörünün bir tür gerçekleşmesi, tecellisi olarak görmek demektir. Bu yüzden, insan dünyanın gidişatına direnemeyeceği için ona rıza göstermeli ve her şeyi metanetle karşılamalıdır. Olup bitenleri, kendisine faydalı olacak ve ondan ders alacak şekilde yorumlamalıdır. Evreni yöneten tanrısal akıl veya providentia, başımıza gelen olaylar ne kadar elem verici olsa da bizi erdeme ve yetkinliğe ulaştıracaktır. Çünkü söz konusu öngörü, bu münferit olayların arkasında bizlerden gizli bir amaçlılığı yürütmektedir. Bu tanrısal aklın amacını bilemeyeceğimiz için insana düşen bunlardan kendisine ders çıkarmaktır. Hegel’deki List der Vernunft yani aklın hilesi kavramı da benzer bir noktaya temas etmektedir. Özellikle düşünürün “Tarih Felsefesi”nde yer verdiği bu kavram, Stoacı tanrısal akıl, providentia sözcüğü ile örtüşmektedir. Hegel’in evrensel tarihi, bireysel ilgilerden ve tutkulardan bağımsız olarak işlemektedir. Bu işleyiş, tinin özgürleşip tekrardan kendi kendine dönmesine varacak bir yolculuğu tazammun etmektedir. Bununla birlikte düşünür, dünya tarihinin tanrısal aklın kendi kendini açışından ibaret olduğunu söylemektedir. Bu açılış ve serimleniş, tarihi evrelerden geçerek yeniden tanrısal birliğe geri dönecektir. Tarihi karakterlerin zafer tutkusu ve bireysel hırsları tarih sahnesinde çatışmaya konu olmaktadır. Ancak evrensel tarih idesi ve tanrısal akıl bundan zarar görmeksizin kendisini arka planda mahfuz, korunaklı tutmaktadır. Dolayısıyla tikel ve bireysel olan, evrensel ve genel olan için gözden çıkarılmakta ve feda edilmektedir. Bu noktada yine Hegel’in kullandığı tanrısal öngörü kavramı, yani die Vorsehung tarih içerisindeki tüm olayları teleolojik olarak yani amaçlılık ilkesine mebni şekilde idare etmektedir. Stoa felsefesindeki providentia ile Hegel’in aklın hilesi kavramları, tanrısal öngörü bağlamında dünyayı daha iyiye, daha güzele, daha özgür olmaya taşıma planı, niyeti açısından benzerlik göstermektedir. Biz bu çalışmada Stoacı providentia kavramının ışığında Hegel’in aklın hilesi kavramını soruşturmaya çalıştık. Özellikle tarih felsefesiyle sınırlandırdığımız bu soruşturmada, tarih sahnesine konu olmuş savaşların, felaketlerin ve yıkımların, Hegel düşüncesine göre nasıl meşrulaştırılabileceğine işaret etmek istedik. Eleştiri olarak ise Hegel’in kendi yaşadığı dönemde Saint Domingue’deki plantasyon kölelerinin özgürlük çabalarını görmeyişine hatta görmezden gelişine temas ettik. Halbuki evrensel tarihin ve tanrısal aklın yolculuğunda bu özgürlük hareketi, tam da Hegel’in tarih felsefesi uyarınca ona bir temellendirme, bir istidlal sunabilirdi. Aynı zamanda bu eleştiri ile birlikte tarihteki mevcut acı ve yıkım getiren hadiselerin fidyesinin nereden ödeneceği sorusuna dair yine Hegel’in tanrısal öngörü kavramıyla bağını kurmaya çalıştık.

Anahtar Kelimeler:

A Review Of Hegel's Concept Of The ‘cunning Of Reason’ With Stoic ‘providentia’
2021
Yazar:  
Özet:

Stoicism is a school of thought that has been very influential in metaphysics and ethics in the history of philosophy. The following can be said in terms of the metaphysical views of the school: The entire universe is composed of two principles called active and passive. Matter is the passive one; the active is God immanent in the universe. But it cannot be said that there is an absolute distinction between the two principles. Because God has been conceived as an organism integrated with and contains the universe. God, as the good in himself, brought the universe into existence according to goodness and intentionality. For this reason, all the elements of the universe are divinely connected. Therefore, the stoic school argued for the existence of a divine power, a divine mind that covers the entire universe. Their ethical views also should be considered in this context. The principle of living by nature is organized according to the intention of being in harmony with God. Because of the teleological system in the universe, people also carry this intentionality. For this reason, people should see themselves as a part of the whole which they cannot be separated from and arrange their actions accordingly. At this point, the principle of living by nature means to see incidents as a manifestation of divine providence. Therefore, since they cannot resist the course of the world, people must show his/her consent and take everything with steadiness. They should reflect on what is happening in the world in a way that will be useful to him/her and derive lessons from it. The divine mind or providentia governing the universe will bring us to virtue and perfection, no matter how painful the events that happen to us, because this providence carries out an intention hidden behind these individual events. Since we cannot know the intention of this divine mind, it is up to people to learn from them. Hegel's Concept of ‘List der Vernunft’, ‘the cunning of reason’, also touches on a similar point. Specifically, this concept, which the philosopher included in the philosophy of history, correspond to the Stoic divine mind, ‘providentia’. Hegel's universal history works independently of individual interests and passions. This process follow a journey that will enable the mind/spirit to return to itself by liberating. Moreover, the thinker says that the history of the world consists of the divine mind's self-disclosure. This self-disclosure will go back to divine unity through historical phases. Individual interests and passions of historical characters for victory caused conflict on the stage of history. However, universal history and divine minds keep themselves protected and unimpaired in the background. Thus the particular and the individual are sacrificed for the universal and the general. At this point, the concept of divine providence that Hegel uses, that is, ‘die Vorsehung’, manages all events in history teleologically. The concepts of ‘providentia’ in the Stoic philosophy and ‘the cunning of reason’ of Hegel are similar in terms of the plan to move the world to a better, more beautiful, and freer in the context of divine providence. In this article, I tried to investigate Hegel's concept of ‘the cunning of reason’ in the light of the Stoic concept of ‘providentia’. In this quest, which I limited with the philosophy of history, I wanted to point out how wars, disasters and destructions that have been the subject of history can be legitimized according to Hegel's thought. As a criticism, I touched upon Hegel's disregard for the emancipation efforts of the plantation slaves in Saint Domingue during his lifetime. In the journey of universal history and the divine mind, this enterprise of emancipation could offer a justification for Hegel's philosophy of history. At the same time, with this criticism, I tried to establish a connection with Hegel's concept of divine providence and the question of how to pay the compensation of events that brought pain and destruction in history.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler








Hitit İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 639
Atıf : 1.708
Hitit İlahiyat Dergisi