Suç-ceza kavramları ve insanlık tarihi beraber var olmuştur. Suç kavramı zaman içerisindeki sözlü-yazılı kurallara göre şekillenmişlerdir. Ceza kavramında zaman içerisinde bedensel cezaların yerini hürriyeti bağlayıcı cezalar almıştır. Hürriyeti bağlayıcı cezalarla beraber hapishaneler-cezaevleri oluşmuştur. Kapatılma mekanlarında ilk olarak toplum tarafından kabul görmeyen gruplar kalmaktayken daha sonra bu mekanlar suçlular için tasarlanan mekanlar olmuşlardır. 17. yüzyıla kadar çocukluk olgusu yoktur. 17. yüzyıldan sonra çocukluk kavramının varlığı kabul görmüştür. Çocukluk kabul gördükten sonra çocuk suçluluğu üzerine birçok düşünce ileri sürülmüştür. Düşünceler, teoriler ve kanunlar sonucu çocuk suçluluğu ve yetişkin suçluluğu birbirinden farklı kavramlar olarak kabul edilmiştir. Çocuklar yetişkinlerin öğrettikleri kadar suçun farkındalardır. Çocukların suça itilme sebepleri çocuklara suçun tam olarak öğretilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple çocukların suç işlemiş olmaları sonucu çocuklara ceza vermek yerine çocuklar topluma kazandırılmalılardır. Çocukların topluma geri kazandırılması için belirli fiziksel-psikolojik mekanlar içerisinde yetişmesi gerekmektedir. Çalışma kapsamında Türkiye’de suça itilmiş çocukların kapatıldığı mekanlar tespit edilmiştir. Tespit edilen mekanların mekânsal analizi yapılmıştır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|