İnsandaki temel duygulardan biri olan korku; bir tehlike veya bir tehlike düşüncesi karşısında uyanan kaygı duygusu olarak tanımlanan soyut bir kavramdır. Kur’ân literatüründe bu olguyu ifade eden birden fazla terim vardır. Ancak korku olgusunugenel anlamı ile ifade eden kelime “havf” kelimesidir. Kur’ân, imanla küfrü, hakla batılı, iyi ile kötüyü birlikte zikreder ve her iki davranışın sonunda insanı nelerin beklediğini ortaya koyar. Sonra da insanı dilediğini yapmakta serbest bırakır. Kur’ân, insan için rasyonel bir kılavuzdur. Eğitim açısından ceza ve mükâfat iki büyük dürtüdür. İnsan neticede mükâfatlandırılacağı şeyleri yapmayı, ceza tehdidi olan şeylerden ise kaçınmayı öğrenir. Kur’ân’da zikredilen korkutmalar bu bağlamdadır. Kur’ân-ı Kerîm, fıtri bir duygu olan korku olgusunu, insanın iç dünyasında bir otokontrol sistemi oluşturmak, onun aşırılığa kaçan sınırsız arzu ve isteklerini frenlemek ve aynı zamanda insanı iyi işler yapmada harekete geçirmek için pozitif yönde kullanmıştır. Bu makalede ilk olarak İslâm öncesi Arap toplumunda korku olgusunun nasıl yaşandığı tespit edilmiş, daha sonra da Kur’ân’da korku olgusunun neden ve nasıl kullanıldığı belirlenmeye çalışılmıştır.
Field : İlahiyat
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|