Görüntüleme
32
İndirme
3
Çağımız, iklim krizinden radikal sağ popülizmin patolojilerine uzanan bir hatta politikanın tüm dünyaya yayılmış ve yerküre ölçeğinde deneyimlenen krizlerine sahne olmakta. Bu krizler politikanın çözüm üretmek konusunda tıkanmasına yol açtığı gibi, yeni politik alternatifleri ve farklı politika tahayyüllerini tartışmak için de olanaklar sunuyor. Bu çalışma, çağımızın politik krizleri karşısında kozmopolitan tahayyülün önerebileceklerini kavram tarihsel bir perspektifle ele almayı amaçlıyor. Kabaca ahlaki, kültürel ve politik ölçeklerde yerel aidiyetleri sorgulayan ve aşan bir bakış açısı ortaya koyan kozmopolitanizm, kavramın ve düşünme geleneğinin köklerine kadar giden bir gerilimle maluldür. Bu gerilimin bir tarafında küresel çapta belirli bir adalet kavrayışı üzerine kurulu yeni bir düzen inşa etme önerilerine dayalı ‘pozitif kozmopolitanizm’, diğer tarafta ise daha kapsayıcı hak ve adalet anlayışları için verilen küresel mücadelelere vurgu yapan negatif ‘kozmopolitanizm’ bulunur. Söz konusu ayrışma bu çalışmada ‘kozmopolitanizmin içkin gerilimi’ olarak adlandırılacak ve gerilimin tarafları ikili bir karşıtlık içinde olmaktan ziyade birbirini besleyen katmanlı düşünme hatları sunmaları bakımından değerlendirilecek çağdaş kozmopolitanizm tartışmaları bu içkin gerilim bağlamında konumlandırılacaktır. Kavram tarihsel bir okuma ile Hellenistik dönemin başta gelen düşünce ekolleri olan Kinikler ve Stoacıların kozmopolitanizm tartışmalarına odaklanan bu çalışma, düşünce hattının ‘içkin gerilimi’nin yurttaşlık ve haklar bakımından önemli bir potansiyel barındırdığının altını çizmektedir. Kozmopolitan politik tahayyül, bir yandan bireysel hakların ve saygının tüm insanlık için tanımlanması iddiasını barındırmakta ve bu iddiayı hayata geçirmeyi politikanın temel hedeflerinden biri olarak ilan etmekte diğer yandan ise bu hakların korunmasını sağlayacak politik kurumlar oluşturmanın olanaklarını sorgulamaktadır. Dolayısıyla kozmopolitanizm, ikili karşıtlıklar üzerine kurulu bir okumadan kaçınarak hem içinde yaşanan politik dünyada daha kapsamlı bir adaletin hayata geçirilmesi için talepte bulunmanın bir aracı, hem de tüm dünyayı kapsayacak bir politik ve hukuksal yapı oluşturmanın yolu olarak görülmelidir. Böylece kozmopolitanizm, çağımızın sorunları karşısında hem genişletici hak ve adalet taleplerini hem de bunların güvence altına alınabileceği siyasal/hukuksal düzen tasarılarını gündeme getirmeyi sağlayacak yaratıcı bir tartışmanın ölçeği olarak kavranabilecektir. Bu bakımdan çalışmanın nihai amacı, Antik Yunan deneyiminde karşımıza çıkan erken dönem kozmopolitan tahayyülü çağımızın sorunları karşısında hem genişletici hak ve adalet taleplerini hem de bunların güvence altına alınabileceği politik/hukuksal düzen tasarılarını yeniden düşünmeyi sağlayacak yaratıcı ve dışlayıcı olmayan bir tartışma zemini sunmaktır.
Our age is the scene of a pathology of radical right-wing populism, from the climate crisis to the political crisis that has spread throughout the world and has been experienced globally. As these crises lead to the blockade of policy in producing solutions, they also offer opportunities to discuss new political alternatives and different policy ideas. This study aims to address what cosmopolitan imagination can suggest in the face of the political crises of our time with a conceptual historical perspective. Cosmopolitanism, which questiones and reveals a transcendent perspective of local membership on a very moral, cultural and political scale, is overwhelmed by a tension that goes to the roots of the concepts and the thinking tradition. On the one hand, this tension is a ‘positive cosmopolitanism’ based on the proposals to build a new order based on a particular concept of justice globally, and on the other hand a ‘negative cosmopolitanism’ that emphasizes the global struggles for more comprehensive rights and justice concepts. This division will be referred to as the ‘drinking tension of cosmopolitanism’ in this study and will be assessed by the point of providing layer lines of thought that feed each other rather than that of a bilateral opposition; contemporary cosmopolitanism discussions will be placed in the context of this drinking tension. This study, which focuses on the cosmopolitanism discussions of the Kinikers and Stoacks, who were the primary thinkers of the Hellenistic era, with a historical reading of the concept, illustrates the fact that the 'in-the-counter tension' of the thought line has a significant potential in terms of citizenship and rights. The cosmopolitan political idea, on the one hand, contains the claim that individual rights and respect are defined for the whole humanity and declares that implementation is one of the main objectives of the policy; on the other hand, it questiones the possibility of establishing political institutions that ensure the protection of these rights. Cosmopolitanism should therefore be seen as a means of demanding a more comprehensive justice in the political world, by avoiding a reading based on bilateral contradictions, and as a means of creating a political and legal structure that will cover the whole world. Cosmopolitanism can thus be understood as the scale of a creative debate that will enable both the expanding rights and justice demands and the draft political/legal order to be presented in the face of the problems of our time. In this regard, the ultimate purpose of the study is to provide a creative and non-exclusive debate ground that will allow the expanding rights and justice demands and the political/legal arrangements in which they can be guaranteed to be re-thought in the face of the problems of our early cosmopolitan imaginary era that we encounter in the ancient Greek experience.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
