Dada toplumsal bir hareket olarak İsviçre’de ortaya çıkmış, o dönem insanlarının yaşadıkları yoğun acılar ve buhranların etkisiyle de kısa zamanda oldukça yüksek bir popülerite kazanmıştır. Dada hem teknolojik hem de siyasi köklü değişimlerin yaşanmasından dolayı ortaya çıkmış, insanların psikolojik karmaşıklığı, Dada’nın bu denli ses getirmesinin ana sebeplerinden biri olmuştur. Son yıllarda sanatın doğasını sorgulayan sanatçılar, alternatif sanat arayışları içerisinde olmuşlardır. Disiplinlerarası ayrımların ortadan kalkmaya başlamasıyla, yaratıcıkta özgür üretimlerin oluştuğu bir döneme girmiştir. Geleneksel estetik ölçütlerini reddeden Dada sanatı, her türlü sınırlayıcı yaklaşım ve tabudan kurtulan, algı sınırlarını zorlayan, farklı bir dönemin başlamasına vesile olmuştur. Bu çalışmada; Dada hareketinin sanat ekseninde nasıl bir başkaldırıya dönüştüğü, etkileri ve ülkemizdeki yansımaları sunulmaktadır.
Dada appeared in Switzerland as a social movement, and has gained a very high popularity in the short time by the influence of the intense suffering and evaporation that the people of that time experienced. Dada emerged due to technological and political changes, and the psychological complexity of people was one of the main reasons that Dada brought so much voice. In recent years, artists who have questioned the nature of art have been in search of alternative art. As interdisciplinary differences begin to disappear, it has entered a period in which free production is formed in creativity. Dada art, which rejects the traditional aesthetic standards, has been the opportunity for the beginning of a different period of all kinds of restrictive approaches and deprivation of the taboo, forcing the perception limits. In this study, we present how the Dada movement transformed into a rebellion in the art axis, its effects and its reflections in our country.
Alan : Güzel Sanatlar
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|