Görüntüleme
35
İndirme
4
Amin Maalouf,köklerinin geldiği toprakları, Orta Doğu’yu, eserlerinin ilham unsuru haline getirmiştir. Doğu ve Orta Doğu insanının zihnini önemli oranda meşgul eden göçmenlik,onun kitaplarında en çok işlenen başlıklardan birisidir.Yazar, nesiller boyunca memleketinden Batı’ya devam eden göçleri üç neslin serüveniyle birleştirerek Yolların Başlangıcı’nı yazar. İdeal olarak bir pusulaya dönüşmüş Batılı yaşam kültürünün her göçmenden esirgediği aidiyet, ben olma, eserin kurgusunda fonksiyonel bir unsurdur. Yolların Başlangıcı’nda, yazarın ailesine ait eski bir ‘bavul’a sığdırılmış yüz elli yıllık mektup,resim ve çeşitli evraklar Beyrut’tan Fransa’ya yazılmak üzere götürülür.Bu belgelerin anlatıcının entellektüel varoluşundan sonra ortaya çıkması ‘ben’i yorumlayabilecek özbilinç farkındalığıyla ilgilidir. Hegel felsefesinde özbilincin varolma koşulu kendisini olumsuzlamasıdır. Tin’in doğayla olan ilişkisinde olduğu gibi, özbilincin kendini olumsuzlama ve bu yolla oluşturma süreci, kendisine yabancılaşma ve bunun aşılması aracılığıyla gerçekleşir. Bu eserde , anlatıcının kendisini yabancı hissettiren ve anlamadan hayatına devam etmesine engel olan şey geçmişi, kökleridir. Ona ulaşmanın yolu ise ‘bavul’a gelişigüzel, dağınık bırakılmış evraklardan geçmektedir. Yazarın hayatında öteki’yi temsil eden Fransa’daki göçmenlik, ben’i tanımlama ve değerlendirme imkanı yaratmıştır. Maalouf’un bu eserindeki göçmenlik olgusu ben ve öteki kavramları çerçevesinde değerlendirilerek sürecin efendilik ve köleliğe dönüşmesi veya dönüşememesine bakılacaktır.
Amin Maalouf made the land where his roots came, the Middle East, the inspiration element of his works. Migration, which occupies the minds of the people of the East and the Middle East significantly, is one of the titles most processed in his books.The author writes The Beginning of the Roads by combining the migrations that continued from his homeland to the west over generations with the triangle of three generations. The belonging that the Western life culture, which is ideally transformed into a puzzle, is a functional element in the imagination of the work, being myself, from every immigrant. At the beginning of the roads, a hundred and fifty-year-old letter, paintings and various documents embedded in an old 'babu' of the writer's family are taken from Beirut to France to be written. The appearance of these documents after the narrative's intellectual existence is related to the self-consciousness that can interpret the 'ben'. In Hegel’s philosophy, the condition of self-consciousness is to negate itself. As in Tin’s relationship with nature, the self-negative and the process of self-creation of self-consciousness occurs through self-exotication and overcoming it. In this work, what makes the narrative feel alien and prevents him from continuing his life without understanding is his past, his roots. The way to reach him passes through the progressive, dispersed documents to 'Babul'. The immigration in France, which represents the other in the writer's life, has created the possibility to identify and evaluate the self. The fact of immigration in this work of Maalouf will be assessed in the framework of me and other concepts and will be considered whether or not the process becomes dominance and slavery.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
