Türkçe’ye “gerçek sonrası” veya “hakikat sonrası” olarak çevrilen post-truth kavramı kamuoyu oluşturmada nesnel verilerin kişisel duygu ve kanaatlerden daha az etkili olmasına karşılık gelmektedir. Bu dönemde duyguların harekete geçirilmesiyle hakikatleri değil algıları temel alan sahte bir evren üretilmektedir. Oluşturulan bu zeminde belirli boyutlarda algılanan gerçeklik asıl önemini yitirmekte ve bireylerin hakikate verdikleri önemin derecesi azalarak yalan söylemek sıradanlaşabilmektedir. Bu araştırmada sosyal medya kullanıcılarının hakikate verdikleri önemin ve bu bireylerin hakikat algılarının bir sosyal paylaşım sitesi olan Twitter kullanıcıları üzerinden araştırılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda nitel araştırma veri toplama yöntemlerinden derinlemesine mülakat metodu kullanılarak Twitter kullanıcısı 48 kişi ile yarı yapılandırılmış soru formuna bağlı kalınarak bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma post-truth dönemin ortaya çıkışında etkili olan medya aracılığıyla sunulan genelde yalan ya da yanlış bilgi ve içeriklerin insanlar tarafından sadece verilen şekilde alınması ve gösterilen şekilde görülmesi durumunu irdelemiştir. Araştırma sonucuna göre katılımcıların Twitter’da yer alan gerçekliğe şüphe ile yaklaştıkları ve bu ortamda yer alan bilgiye ve kullanıcılara karşı bir güvensizliğin hâkim olduğu görülmüştür. İlaveten katılımcıların bilgilerin doğrulanmasıyla ilgilenmedikleri ve bu konuda hassasiyet duymadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca toplumsal düzlemde yalanın yaygın olduğu düşüncesinin kullanıcılarda hâkim olduğu görülmüş, bu durumun kurumların hedef kitleleriyle karşılıklı ilişki ve iletişim yönetiminde güven sağlama noktasında dikkate alınmasının önem taşıdığı sonucuna varılmıştır.
Translated into Turkish as "post-fact" or "post-truth", the concept of Post-truth refers to the fact that objective data is less effective than personal feelings and opinions in forming public opinion. A false universe is produced from this world, based not on the quality of education, but on perceptions. On this created ground, the reality perceived in certain dimensions loses its main importance and the degree of importance that individuals attach to the truth decreases and lying can become ordinary. In this research, it is aimed to investigate the importance social media users attach to truth and their perceptions of truth through Twitter users, a social networking site. In this context, a research was carried out with 48 Twitter users using the in-depth interview method, one of the qualitative research methods, by adhering to the semi-structured questionnaire. The research has examined the situation that people generally receive false or false information and content, which is effective in the emergence of the Post-truth period, and see it as shown. According to the results of the research, it was seen that the participants approached the reality on Twitter with suspicion and a distrust of the information and users in this environment was dominant. In addition, it was concluded that the participants were not interested in the verification of the information and did not feel sensitive about this issue. In addition, it was seen that the idea that lies are widespread on the social level prevailed in users, and it was concluded that it was important to take into account the importance of providing trust in mutual relations and communication management with the target audiences of institutions
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|