Özet:

Abstract Edebiyatın toplumsal gelişmelerle olan etkileşimi, sanatçıların eserlerine yansımaktadır. Sanatçı, toplumun bir parçası olarak gelişmelerden etkilenmekte; aynı zamanda toplumun öncüsü olarak yeniden yapılandırmada söz sahibi olmaktadır. Edebiyat, bilim başta olmak üzere hayatın içindeki tüm değerlerle şekillenmektedir. Buna göre, değişim kaçınılmazdır ve değişime olan bağlılık, ilerlemenin temel öncülüdür. Değişim için sorgulama esastır. Sorgulama ise dogmatizmin karşısında bilgi arayışını ifade etmektedir. Italo Calvino’nun eserlerinde sık sık görülen değişim, bu durumu en güzel şekilde açıklamaktadır. 20. yüzyılın öne çıkan İtalyan edebiyatçılarından olan Calvino’nun öne çıkan en önemli özelliklerinden birisi denge ve yeniliğin bir arada bulunması gerektiği düşüncesidir. Nitekim bu düşünce, yazarın eserlerine de yansımıştır. Edebiyatın toplumdaki rolünün önemli olduğunu savunan Calvino’ya göre önce sanatçının sorgulaması, gerçeğe ulaşma çabasını yansıtması ve değişimi kendi içinde gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu bağlamda iyi bir sanatçı olabilmenin temelinde de sanatçının dünya görüşü önemli bir yer tutmaktadır. Calvino, yaşadığı süre boyunca bilimin edebiyatla ilişkisinde akılcılığı, dengeyi ve yeniliği savunmuş; buna bağlı olarak da eserlerinde sürekli bir yenilik sergilemiştir. Ortaya koyduğu eserler, aslında kendi dünya görüşünün eserlerine yansıması olarak ifade edilebilir. Tek tip bir bakış açısının geçmişte örnekleri görülmüştür ve bu durum, Calvino açısından ilerlemenin önündeki en büyük engel olarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla edebiyat, bilimin ve felsefenin de ortak noktalarından biri olan gerçekçiliği temel almalıdır. Calvino bu durumu sık sık eserlerinde yansıtmıştır.  

Anahtar Kelimeler: