İktisadın hâkim anlayışı olan neoklasik iktisadın ön plana çıkan müşterek özelliklerinden birisi benimsemiş olduğu pozitivist metodolojidir. Pozitivist metodoloji varoluşu gözlemlenebilir nesnelerle özdeşleştirmekte ve kişilerden (gözlemcilerden) bağımsız bir gerçek dünya olduğunu savunmaktadır. Bu doğrultuda, gözlem ve deney yoluyla elde edilen bilimsel bilgi ispatlanmış ve güvenilir bilgidir. Dolayısıyla bilimsel teoriler “evrensel” ve “rasyonel”dir. Pozitivizm üzerinde temellenen iktisadi yaklaşımlar ve teoriler de “bilimsel”, “evrensel” ve “rasyonel” oldukları iddiasındadırlar. Postmodernizm ise bu tür toplayıcı söylemlere karşı çıkmakta ve hiçbir teorinin mutlak anlamda iyi olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürmektedir, zira hakikat geçicidir ve söyleme özgüdür. Bu çerçevede iktisatta “tek bir doğru”dan söz edilemez. İktisat bir söylemler bütünüdür ve her bir söylem veya yaklaşım belli bir açıklama düzeyine sahiptir. İktisadın, tek yanlı söylemden sıyrılması ve farklı yaklaşımları içeren çoğulcu bir bakış açısı benimsemesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı da, iktisat disiplinine hâkim olan pozitivist metodolojiden yola çıkarak iktisadın dar kapsamlı analiz yöntemine dikkat çekmek ve postmodernizmin işaret ettiği gibi, iktisatta farklı söylem ve yaklaşımları dikkate alan daha çoğulcu bir yapının gerekliliğinin altını çizmektir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|