Giriş: Organize pnömoni (OP) akciğer hastalıkları içerisinde nadir görülen klinik opatolojik bir durumdur. Gerçek insidansı ve prevalansı bilinmemektedir. Altta yatan hastalık ya da neden belli değilse kriptojenik organize pnömoni (KOP) olarak adlandırılır. Bu çalışmamızda son 10 yılda hastanemizde tanı alan organize pnömoni olgularının retrospektif olarak, etyolojik ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi ve kriptojenik ve sekonder OP hastalarının birbiri ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Bu çalışmaya Ağustos 2003-Ağustos 2013 tarihleri arasında patolojik doku tanısı OP gelen 165 hasta dahil edildi. Hasta bilgileri retrospektif olarak hastane dosyalarından incelendi. Bulgular: Çalışmaya patolojik olarak OP tanısı konulmuş 165 hasta dahil edildi. Hastaların 89 (%53.9)'una transtorasik ince iğne aspirasyon biyopsisi (TTİAB), 52 (%31.5)'sine cerrahi yöntemle (lobektomi, wedge rezeksiyon, segmentektomi), 24 (%14.5)' üne transbronşiyal biyopsi (TBB) ile tanı konulmuştu. 100 (%60.6) hastanın KOP, 65 (%39.4) hastanın da sekonder OP olduğu belirlendi. En yaygın görülen semptomlar; öksürük, halsizlik, dispne idi. Elli beş (%44.7) hastada restriktif, 26 (%21.2) hastada obstrüktif solunum fonksiyon bozukluğuna rastlandı. Çalışmamızda sekonder organize pnömoniye sebep olan bilinen etyolojik ajanlara ek olarak antrokozise ve kist hidatiğe bağlı olarak gelişen organize pnömoni olguları saptadık. Altmış dokuz hastada OP'un tipik radyolojik görünümü olan yamalı vasıfta bilateral multipl opasiteler, 76 hastada fokal lezyonlar (solid kitle, kaviter kitle), 6 hastada da infiltratif opasiteler izlendi. Sonuç: OP'un kriptojenik ve sekonder formlarında OP'a ilişkin klinik, radyolojik ve laboratuvar özellikler açısından fark yoktur. Ülkemizde sekonder OP tanısı konulan hastalarda, etyolojide kist hidatik ve antrokoziste akılda tutulmalıdır.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|