Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 62
 İndirme 16
Memlûkler Dönemi Hanefî Fıkıh Düşüncesinin İlk Dönem Osmanlı Fıkıh Çalışma-larına Etkisi
2019
Dergi:  
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bu makalede Memlûkler dönemi Hanefî fıkıh düşüncesinin ilk dönem Osmanlı fıkıh çalışmaları üzerindeki etkisi incelenmiştir.  Bu dönemde Memlûklerin yönetimi altında bulunan Mısır ve Şam bölgeleri İslam dünyasının en önemli ilim merkezleri haline geldiği için Memlüklerin ilim seviyesinin Osmanlılardan bir hayli üstün olduğu anlaşılmaktadır. Bu vesileyle Osmanlı ilim camiasının öncü isimleri sayılan birçok âlim Mısır ve Şam bölgelerine yönelmişler ve oradaki ilmi birikimden istifade etmişlerdir. Öyle ki Osmanlı ilim çevresinin oluşmasında etkin rol oynayan bu âlimler eğitimlerini Memlûklerin yönetimi altındaki Şam ve Mısır’da tamamlayarak Memlûk eğitim sisteminden mezun olmuşlar ve Osmanlı ilim anlayışının teşekkül etmesinde önemli roller üstlenmişlerdir. Bu dönemde Memlûkler ilim camiasında etkin olan Hanefî fakihler, Osmanlı ilim camiasında önde gelen isimlerin yetişmesine katkı sunmuş ve bu düşünce onların ilim anlayışları üzerinde etkili olmuşlardır. Bu bağlamda Osmanlıların ilk dönemindeki fıkıh çalışmalarının, kendine has özellikleri bulunan Memlûk Hanefîlerinden etkilendiğini söylemek mümkündür.  Memlûkler dönemi Hanefî düşüncesinin iki temel özelliği olan hadis merkezli fıkıh düşüncesi ve memzûc yöntem fıkıh usûlü anlayışı ilk dönem Osmanlı fıkıh eserlerinde hissedilir bir şekilde görülmektedir. Özet: Bu makalede Memlûkler dönemi Hanefî fıkıh düşüncesinin ilk dönem Osmanlı fıkıh çalışmaları üzerindeki etkisi ele alınmaktadır. Osmanlılar, kuruluş ve yükseliş dönemlerinde henüz ilmi bir gelenek oluşturmamışken, birçok Memlük şehri İslam dünyasının ilim merkezi olması konusunda Bağdat’ın yerine geçmişlerdir. Zira Moğol istilası, haçlı seferleri ve Endülüs’ün yıkılmaya yüz tutması gibi nedenlerle yerlerinden olan birçok âlim Memlüklerin hâkim olduğu şehirlere göç ederek oraya yerleşmişlerdir. Özellikle bu dönemde Memlûklerin yönetimi altında bulunan Mısır ve Şam bölgeleri İslam dünyasının en önemli ilim merkezleri haline gelmiştir. Bu bakımdan 14.-16. yüzyıllarda Memlüklerin ilim seviyesinin Osmanlılardan bir hayli üstün olduğu kabul edilmektedir.  Bu vesileyle Osmanlı ilim camiasının öncü isimleri sayılan birçok âlim Mısır ve Şam bölgelerine yönelmişler ve oradaki ilmi birikimden istifade etmişlerdir. Osman Gazi’nin hocası ve kayınpederi Şeyh Edebâli, Davud-ı Kayserî,  Şeyh Bedreddin,  Molla Fenârî, Molla Gürânî bu alimlerden bazılarıdır. Bunların dışında Muhsin-i Kayserî, Germiyanlı Şair Ahmedî, Hacı Paşa olarak bilenen Celâleddin Hızır, İbnü’l-Cezerî ve İbn Arabşâh gibi âlimler de Mısır ve Şam bölgelerinde ilim tahsilinde bulunmuşlardır. Osmanlı ilim çevresinin oluşmasında etkin rol oynayan bu âlimler eğitimlerini Memlûklerin yönetimi altındaki Şam ve Mısır’da tamamlayıp Memlûk eğitim sisteminden mezun olduktan sonra Osmanlı ilim anlayışının teşekkül etmesinde önemli roller üstlenmişlerdir. Şeyh Edebâlî, Osmanlı’nın ilmî ve manevî önderlerinden biri kabul edilmiştir.  Davud-ı Kayserî,  ilk Osmanlı Medresesi olan İznik medresesinin ilk baş müderrisliği görevini yürütmüştür. Molla Fenârî,  ilk Osmanlı şeyhülislamı olma ayrıcalığına sahip olmuştur. Molla Gürânî, Fatih Sultan Mehmed’in hocalığını yapmaya nail olmuştur. Bu dönemde Memlûkler ilim camiasında etkin olan Hanefî fakihler, Osmanlı ilim camiasında önde gelen isimlerin yetişmesine katkı sunmuşlardır. Molla Fenârî, Seyyid Şerif Cürcânî,  Şeyh Bedreddin ve Şair Ahmedî gibi isimler Mısır’da dönemin önemli Hanefî fakihlerinden olan Bâbertî’den ders almışlardır. Memlükler dönemi Hanefî fıkıh düşüncesi ilk dönem Osmanlı fıkıh çalışmaları üzerinde etkili olmuştur ki,  Osmanlı medreselerinde eğitim alan fakihler de Memlük Hanefî fakihlerinden etkilenmişlerdir. Bu bağlamda Molla Hüsrev, Memlüklerin hâkimiyetinde olan bölgelere gitmemesine rağmen, eserinin birçok yerinde önde gelen Memlük Hanefî fakihleri olan Zeyla‛î ve Bâbertî’ye atıflarda bulunmaktadır. Memlûkler dönemi Hanefî düşüncesinin iki temel özelliği olan hadis merkezli fıkıh düşüncesi ve memzûc yöntem fıkıh usûlü anlayışlarıdır. Memlükler döneminde Hanefî mezhebinde daha öncesinde pek görülmeyen hadis çalışmaları yapılmıştır. Bu dönemde İbn Balabân, İbn Türkmânî, Zeylaʻî, Kuraşî, Moğultay b. Kılıç, Bedruddin Aynî, İbn Kutluboğa, Serûcî, Bâbertî, İbnü’l-Hümâm, İbnü’l-Adîm gibi Hanefî fakihler hadis alanında mesai harcamışlardır. Bunlar hadis uzmanlığı gerektiren çalışmaları ile Hanefî mezhebindeki hadis ilmi konusundaki eksikliği gidermeye çalışmışlardır. Bu fakihlerin hadis alanındaki çalışmalarının bir sonucu olarak Memlükler dönemindeki fıkıh çalışmalarında sıklıkla temel hadis kaynaklarına yer verilmiş ve hadis tahricleri yapılmaya başlanmıştır.  Memlükler dönemi Hanefî fakihlerin fıkıh düşüncesinde önemli yeri olan bu anlayışın etkisi, ilk dönem Osmanlı fıkıh eserlerinde hissedilir bir şekilde görülmektedir.  Bu bağlamda Molla Hüsrev, kendisinden önce Mısır’da eğitim alan ilk dönem Osmanlı fakihlerinin de etkisiyle söz konusu eserinde yer yer temel hadis kaynaklarına yer vermiş ve bazen hadislerin sıhhatı hakkında bilgi vermiştir.  Buna karşın Osmanlı dönemi fıkıh eserlerinde bu hususun Memlük Hanefî fukahâsıyla mukayese edildiğinde oldukça yetersiz olduğunu söylemek mümkündür. İbnü’l-Hümâm’ın Fethu’l-kadîr’i ile onu tamamlamak için Kādızâde’nin etlif ettiği Netâicu’l-efkâr adlı eserleri bu konuda mukayese edilebilir. Bunun dışında aynı dönemde yaşamış olan Şürünbülâlî ile Damad Efendi olarak bilinen Şeyhîzâde arasında bu hususta farklı tutumların olduğu görülmektedir. Osmanlı dönemi Mısır âlimlerinden olan Şürünbülâlî, Merâki’l-felâh adlı eserinde genellikle hadisleri temel hadis kaynaklarından verirken; Şeyhîzâde, Mecma‛ü’l-enhur adlı eserinde bu hususa pek riayet etmemiş ve nadiren temel hadis kaynaklarına yer vermiştir. Bu farklılıklar ilmi çevrenin gerektirdiği ihtiyaç ile açıklanabilir. Zira Mısır ve çevresinde Hanefîlerin hadis bilmemek ve hadis kullanmamakla itham edildiği için bu bölgede yaşayan Hanefî fakihleri, hadis konusunda daha titiz olmaya yönlendirmiş olmalıdır. Fakat diğer Osmanlı bölgelerinde yaşayan Hanefî fakihlerin böyle bir problemi olmadığından muhtemelen hadislerin iktibasında temel hadis kaynaklarını referans alma ihtiyacı hissetmemişlerdir. Dolayısıyla ilim muhitinin farklı olması ve bu doğrultuda ortaya çıkan ihtiyaç, aynı dönemde yaşayan fakihlerin farklı tutum geliştirmelerine yol açtığı söylenebilir. İbnu’s-Sââtî ile başlayan memzûc (karma) yöntem, h. 8. asırda özellikle Hanefî fakihlerin fıkıh usûlü düşüncesi üzerinde etkili olmuştur. Memzûc yöntemin ilk ismi olan İbnu’s-Sââtî’nin, Memlûkler dönemi âlimlerinden olmamasına rağmen onun başlattığı etki, Memlûkler döneminde daha fazla ortaya çıkmış ve Memlûkler dönemi Hanefî fıkıh düşüncesinin karakteristik özelliklerinden biri olmuştur. Bundan dolayı bu dönmede Hanefî fakihlerin ekseriyetinin memzûc yönteme sahip olduğu anlaşılmaktadır.  Bunun yanında Mısır ve çevresinde eğitim alan Osmanlı fakihlerinin memzûc tarzda usûl eserleri yazdıkları görülmektedir. Molla Fenârî’nin Fusûlü’l-Bedâyi adlı eseri bunun en önemli örneğidir. Dahası Mısır ve çevresine gitmemiş olan Molla Hüsrev bile memzûc tarzda Mir’âtü’l-Usûl adında bir eser yazmıştır. Söz konusu iki müellifin eserleri, Osmanlı fakihlerinin Memlûklerden etkilendiğini göstermektedir. Sonuç olarak Osmanlıların ilk dönemindeki fıkıh çalışmalarının, kendine has özellikleri bulunan Memlûk Hanefîlerinden etkilendiğini söylemek mümkündür.  Hadis merkezli fıkıh düşüncesi ve memzûc fıkıh usûlü anlayışı Osmanlı ilk dönem fıkıh çalışmaları üzerinde etkili olmuştur. 

Anahtar Kelimeler:

Memlûkler Dönemi Hanefî Fıkıh Düşüncesinin İlk Dönem Osmanlı Fıkıh Çalışma-larına Etkisi
2019
Yazar:  
Özet:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler


Cumhuriyet İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 1.205
Atıf : 2.547
2023 Impact/Etki : 0.12
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi